Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/16507 E. 2017/3838 K. 02.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16507
KARAR NO : 2017/3838
KARAR TARİHİ : 02.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı … Yönetimi vekili 05/02/2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilen …. köyü 119 ada 105 parsel sayılı taşınmazın uzun yıllardır Orman İdaresi tarafından malik sıfatıyla lojman ve orman deposu olarak kullanıldığını ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili kurum adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacının tescil isteminin reddine, taşınmazın vasfının orman vasfı ile Hazine adına tescili şeklinde düzeltilmesine ve üzerindeki binanın orman idaresine ait olduğuna karar verilmiş; hüküm davacı … Yönetimi ve davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacı kurumun zilyetliği ve tasarrufu altında olup, MK. 713. maddesi uyarınca davacı lehinde zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme ile mahkemenin gerekçesine göre kurulan hüküm dosya kapsamına uygun değildir. Şöyle ki; dava sadece Orman Yönetimi tarafından özel mülk iddiasıyla açılmış, adına tapuya tescili istenmiş olup, taşınmazın vasfının değiştirilmesi ve muhtesat şerhi verilmesi isteğiyle açılmış bir dava bulunmadığı halde taşınmazın cinsinin değiştirilmesine ve muhtesat şerhi verilmesi doğru değildir. Ayrıca genel mahkemece Hazine adına kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydına muhdesat şerhi verilmesi de, mümkün olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece öncelikle taşınmaza komşu parsel tutanakları ve dayanakları getirtilerek, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, bir ziraat ve inşaat mühendisi ve fen elemanı teknik bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, halen kimin zilyetliğinde olup, nasıl tasarruf edildiği, taşınmazın tamamı üzerinde davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunup bulunmadığı maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, beyanlar komşu parsel tutunakları ile denetlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; ziraat bilirkişisinden taşınmazın tarımsal niteliğini bildirir, toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsünü ve taşınmazın tamamı üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını açıklar nitelikte, çekişmeli taşınmazların değişik yönlerinden çekilmiş

fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazın üzerinde ev vs. gibi muhtesat yapılmak suretiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı belirlenmeli, fen bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye imkan verir, infaza elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … Yönetimi ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.