Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/16378 E. 2017/4158 K. 09.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16378
KARAR NO : 2017/4158
KARAR TARİHİ : 09.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mut İlçesi, Özlü köyü 239 parsel sayılı 1.656,00 m2 yüzölçümlü taşınmaz tapuda bağ vasfıyla davalı adına kayıtlı olup, Türkiye Elektrik İletim A.Ş lehine ”beyannamesinde gösterildiği şekilde 540,50 m2’lik kısım üzerinde Türkiye Elektrik İletim A.Ş lehine irtifak hakkı vardır” ayrıca beyanlar hanesinde ”tamamı/231,98 m2’lik kısmı orman içinde kalmaktadır Sindel Devlet Ormanı” şerhi bulunmaktadır.
Davacı Orman Yönetimi vekili, 17.02.2014 tarihli dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 4999 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında yapılan ve 02.08.2013 tarihinde ilân edilen düzeltme çalışmalarında kısmen kesinleşen orman sınırları içinde kaldığının anlaşıldığını, tahdit içinde kalan kısmın tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescile ilişkindir.
Mahkemece davaya konu taşınmazın Mut Kadastro Mahkemesinin 1991/158-31 Esas ve Karar sayılı dolayısıyla hükmen tescil edildiği ve her ne kadar tarafları ayrı olsa da dava konusunun aynı olması, yapılan keşifte üçlü orman bilirkişisi raporu gereğincede davaya konu taşınmazın orman olmadığının belirlendiği bu kararın kesin hüküm olmasada güçlü delil niteliğinde bulunduğunu gerekçe göstererek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydına dayanak dava dosyasının davacısı … davalısı ise Hazine olup dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir, eldeki davanın davacısı Orman Yönetimi olup, dava kesinleşen orman kadastrosuna itiraza ilişkin olduğundan kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden mahkemece işin esasına girilip hüküm kurulmalıdır.
O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle orman kadastro çalışmalarına itiraz davası açılıp açılmadığı araştırılmalı, açılmış bir dava varsa bekletici mesele yapılmalı şayet yok ise yörede yapılan bütün orman tahdit, aplikasyon ve 2. madde ile 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneğinin (Özellikle yapılan tüm tahditlerde dava konusu taşınmazı ilgilendiren çalışma tutanakları ile yine dava konusu taşınmazı ve çevresini gösterir renkli tahdit harita örneklerinin) yine yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örnekleri Orman Yönetiminden temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra, halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden

oluşturulacak 2 kişilik bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak çekişmeli taşınmazları ilgilendiren orman sınır noktaları zeminde bulunup fotoğraflanmalı, yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan ve yukarıda belirtilen hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon, 2/B madde ve 4999 sayılı Kanuna göre yapılan haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde ve 4999 sayılı kanuna göre yapılan harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. Ayrıca dava konusu taşınmazın tapu kaydında Türkiye Elektrik İletim A.Ş lehine irtifak hakkı bulunduğundan mahkemece husumet yaygınlaştırıldıktan sonra, savunma olanağı sağlanıp, delilleri sorulup toplanmadan yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/05/2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.