Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/15723 E. 2017/3681 K. 26.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15723
KARAR NO : 2017/3681
KARAR TARİHİ : 26.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Çekişmeli … … köyü 155 ada 32 parsel sayılı 21790 m² yüzölçümündeki taşınmaz, fıstık çamlığı niteliğiyle davalı … adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı vekili, kesinleşen … kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptalini ve … olarak … adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 21.12.2006 tarihli krokide (A) harfle işaretli 5632 m² taşınmazın tapusunun iptali ile … niteliğiyle … adına tapuya tesciline, (B) harfli bölümüne ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 20. Hukuk Dairesinin 11/06/2008 tarih ve 2008/5381 E. – 8657 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “…Hükme esas alınan uzman bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda çekişmeli taşınmazın (A) bölümünün … köyünde 1940 yılında yapılan … kadastrosunda 5 nolu Komisyon tarafından özel … olarak tahdit edildiği, ancak 3116 sayılı Kanunda sadece Devlet ormanlarının sınırlandırılması yetkisi verildiğinden bu çalışma geçersiz kabul edilerek 1987 yılında 41 nolu … Kadastro Komisyonu tarafından 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yeniden … kadastrosu yapılarak 1 ilâ 15 … sınır noktaları içinde “… Devlet Ormanı” olarak sınırlandırıldığı, (B) harfli bölümünün ise … köyünde 1969 ve 1983 yıllarında yapılıp kesinleşen … kadastro sınırları dışında kaldığı bildirilmiştir. … ve fen bilirkişi raporlarına ekli krokilerde çekişmeli taşınmazın her iki köyde ikişer kez yapılan … kadastro çalışmalarına göre konumu açıkça gösterilmediği gibi, … köyünde yapılan çalışmanın çekişmeli taşınmazın bulunduğu … köyünde ilân edilip edilmediği de araştırılmamış, ayrıca fen bilirkişi … tarafından hazırlanan 15.05.2006 tarihli krokide çekişmeli taşınmazın … köyünde 1940 yılında yapılan çalışmada 185 numaralı poligon içinde yer alan tapulu (25 C.Evvel 307 – 303 K.Evvel 216 nolu) fıstık çamlığı niteliğinde yer olduğunun belirtilmesine, 1940 yılı … tahdit zaptında da bu durumun doğrulanmasına rağmen, mahkeme gerekçesinde 190 numaralı poligon içinde “bağ yeri” olduğu ve köye ait tasdikli defterin 14. sayfasının 2. sırasında yazılı 7/194 ve 132 numaralı tapuda kayıtlı olduğu açıklanmış olup, taşınmazın konumu ve niteliği bakımından çelişki ortaya çıkmıştır. Sözü edilen tapu kayıtları dosyada bulunmamaktadır. O halde; mahkemece, üç uzman … yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte taşınmazın hem … köyünde 1940 ve 1987 yıllarında yapılan, hem de … köyünde 1963 ve 1987 yıllarında yapılan … kadastro çalışmalarındaki konumu, kadastro paftası ile irtibatlandırılmak suretiyle ayrı ayrı renklerle, tereddüte yer bırakmayacak, değişik açı ve mesafelerde en az 10-12 … sınır noktasını içerecek şekilde belirlenmeli, aplikasyonun ilk … tahdidine aykırı olamayacağı gözönünde bulundurulmalı, …
köyünde yapılan çalışmaların … köyünde ilân edilip edilmediği araştırılarak buna ilişkin ilân tutanakları getirtilmeli, ilân edilmemişse kesinleşen … kadastrosundan sözedilemeyeceği ve taşınmazın … olup olmadığının eski tarihli resmi belgelerdeki konumuna göre belirleneceği gözönünde bulundurulmalı, 6831 sayılı Kanunun 1/H maddesinde sahipli fıstık çamlıklarının … sayılmayacağı hükme bağlandığından ve eylemli halde de taşınmazda fıstık çamları bulunduğundan tahdit zaptında yazılı C.Evvel 307 ve K.Evvel 216 numaralı tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile getirtilip keşifte uygulanmalı, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir” denilmektedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile bilirkişi kurulunun 18.10.2010 tarihli raporu ekindeki krokisinde (A) harfi gösterilen 5632,37 m2’lik yerin … vasfıyla … adına tesciline, (B) harfi gösterilen 16157,63 m² yüzölçümü ile fıstık çamlığı vasfıyla Neşet oğlu … adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen … sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın (A) bölümü … köyü … kadastro çalışma sahasında kalmış olup, 1987 yılında Koğucak Devlet Ormanı olarak kesinleşmiş, (B) bölümü ise … köyü … kadastro çalışma sahasında, ancak … sınırı dışında bırakılmıştır. Hacıbozlar köyünde genel arazi kadastrosu işlemi 28.01.1997 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapıldığına, uzman … bilirkişi raporundan dava konusu taşınmazın (A) ile gösterilen 5632,37 m²’lik bölümünün … sayılan yerlerden olduğu, (B) ile gösterilen 16157,63 m²’lik bölümünün … sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri uyarınca davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunması, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 4, 5, 6, 7 ve 8. numaralı bentlerinin tamamının hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 4 numaralı fıkra olarak ”4- 3402 sayılı Kanuna 6099 sayılı Kanunla eklenen 36/A ve geçici 11. maddesine göre, davacı … Yönetiminin yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve aynı Kanun hükmü gereğince davacı … Yönetimi yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/04/2017 günü oy birliği ile karar verildi.