Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/15246 E. 2016/4686 K. 18.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15246
KARAR NO : 2016/4686
KARAR TARİHİ : 18.04.2016

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada… 5. Asliye Hukuk ve… 3. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, tazminat istemine ilişkindir.
… 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın kredi kartından kaynaklandığı ve tüketici mahkemesinin görevinde kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
… 3. Tüketici Mahkemesi tarafından ise uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanmadığı, davalılardan …’nin kredi kartıveren kurumlar, davalı …’ın, davacı … … yanında isdihdam edilen çalışan, davacı Baklavacı … Gıda San. ve Dış Tic. A.Ş’nin ise ticari bir kuruluş olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde “Mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Somut olayda davacı vekili davalı …’ın davacı şirket yönetim kurulu başkanı olan …’nün asistanı olduğunu, bu sebeple davalıya hem şahıs hem şirket olarak ciddi güven duyulma zorunluluğunun tabi olarak oluştuğunu, diğer davalı bankaların ise davacı adına kurumlarına yapılan herhangi bir talep olmaksızın sözleşmesiz kendiğilinden kredi kartlarını yollamaya karar verdiklerini ancak söz konusu kartların müvekkiline yasal olarak usûlüne uygun olmayan şekilde teslim edildiği ya da teslim edilmediği, ayrıca kart için oluşturulan bütün kullanım şifreleri ve sair bilgilerinde aynı şekilde hiç teslim edilmediğini, hiç teslim ya da kötü teslim konusu kartların usûl ve kanuna aykırı olarak rıza dışı müvekkilinin eski asistanı davalı … tarafından alışveriş yapılmak suretiyle kullanıldığını, bu davalı

hakkında… Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, bu kartla yapılan alışverişlerle oluşan ekstrelerin ticari itibarın zedelenmemesi için ödenmek zorunda kaldığını, bu oluşan zararlar ile ilgili olarak alakalı bankaların kullanım miktarınca kartı kullanan şahıs ve kartla alışveriş yapılan işletmelerle beraber müteselsil sorumluluğu söz konusu olduğunu ileri sürerek 1.000,00.-TL maddi, 10.000,00.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Buna göre taraflar arasında 4077 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir satış yahut hizmet ilişkisi bulunmadığı gibi dava 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlüğe giriş tarihinden önce açılmıştır. Bu nedenle uyuşmazlığın genel hükümlere göre… 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince… 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.04.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.