Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/15227 E. 2016/33 K. 11.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15227
KARAR NO : 2016/33
KARAR TARİHİ : 11.01.2016

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 18/12/2014 gün ve …/…-… sayılı ilâmıyla onanmasına oy çokluğu ile karar verilmiş, süresi içinde … … tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür.
Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygundur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 262.00.- TL para cezası ile Harçlar Kanunu uyarınca 60.80.- TL ret harcının düzeltme isteyenden alınmasına 11/01/2016 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Her ne kadar karar düzeltmesi istenen hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.02.2012 günlü kararı ile oy çokluğu ile taşınmazın orman içi açıklık olduğu, davacının dayandığı tapu kaydının sulh hukuk mahkemesinin tescil hükmü ile oluştuğu, tescil davasında … … taraf olmadığı için … …ni bağlamayacağı, orman içi açıklıkların, zilyetlik yolu ile kazanılamayacağı gerekçesi ile bozulan ilama dayanmakta ise de daha önceki
bozma ve karar düzeltme aşamalarında karşı oylarda ayrıntıları belirtildiği üzere çevresi ile birlikte öncesi orman olmayan ve …nin taraf olduğu tescil kararına dayanılarak tapuya tescil edilen taşınmazın orman içi açıklık olduğu ve zilyetlikle kazanılamayacağı görüşü dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri neticesinde dava konusu taşınmazla ilgili Ziraat Mühendisi, (A) ile gösterilen bölümün % 8-10 eğimli buğday ekilen ziraat arazisi olduğunu, Orman Mühendisi 1973 tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritasında açık alanda eskiden beri orman ve orman içi açıklık olmayan % 8-12 eğimli orman sayılmayan yer olduğunu bildirmişlerdir.
17/4/2013 tarih ve 6460 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile değişik HMK 373/6. maddesinde “Davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine alt mahkemece verilen kararın temyiz incelemesi, her hâlde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır” şeklinde düzenleme yapıldığına göre temyiz aşamasında kazanılmış hak kaygısına kapılmadan geçmişte hatalı olarak yapılan bozma ile bağlı olunma zorunluluğu da ortadan kalkmıştır. Kanaatimce mahkeme kararı dairemizce sehven bozulmuş ve buna istinaden kesinleşmiş mahkeme kararı dikkate alınmaksızın dava konusu yerin orman olduğuna karar verilmiştir. Bu yüzden hüküm bozmaya uygun şekilde karar verilmiş olsa bile yeniden bozulmalıdır.
Davacının dayandığı tapu kaydı İmranlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 1955/11 esas, 1956/79 karar sayılı tescil hükmü ile oluşmuştur. Tescil davasında … ve Köy Tüzel Kişiliği taraftır. Hükmün oluştuğu 1955 ve 1956 yıllarında geçerli olan mevzuatta tescil davalarında … …nin taraf olma zorunluluğu olmayıp; yürürlükte olan mevzuata göre oluşmuş gayrimenkulün aynına ilişkin kararların geçerliliğini ve bağlayıcılığını tartışmaya açmak hukuki güvenlik ilkesini zedelediği gibi mülkiyet hakkının da ihlali anlamına gelmektedir.
Anayasanın 2. Maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Anayasamızın 35. Maddesi ve 90/5 maddesi aracılığıyla geçerli hale gelen Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi 1 Nolu Ek Protokolü ile düzenlenen mülkiyet hakkına saygı gösterilmesi hukuk devletinin bir gereğidir.
Önceki karşı oylarda ve yukarıda açıklanan nedenlerle, karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun karar düzeltme isteminin reddine yönündeki kararına katılmıyorum.