Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/15173 E. 2017/4734 K. 30.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15173
KARAR NO : 2017/4734
KARAR TARİHİ : 30.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1957 yılında yapılan kadastro sırasında …ilçesi, ….köyü 303, 316, 317 ve 321 parsel sayılı sırasıyla 78800 m², 46.200 m², 43000 m², 10200 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, ham toprak niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra taşınmazların 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamına girdikleri gerekçesiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinin Hakem sıfatıyla verdiği 26.09.1990 tarih ve 1989/942 E. –1190/740 K. sayılı kararıyla, …Belediye Başkanlığı adına tapuya tescil edilmişlerdir.
557 sayılı 43250,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz 2 ilâ 8 yazım numaralı vergi kayıtları ve 330 T.Evvel 1, 2 ve 3 sıra nolu tapu kayıtları ile gittileri uygulanarak, koru niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiş, daha sonra bu taşınmaz da 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamına girdiği gerekçesiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinin Hakem sıfatıyla verdiği 26.09.1990 tarih ve 1989/942 E. – 1190/740 K. sayılı kararıyla, …Belediye Başkanlığı adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi 17.10.2007 havale tarihli dilekçe ile … köyü, 303 ve 316 parsel sayılı taşınmazlar ile …. köyü, 557 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldıkları ve eylemli biçimde orman niteliğinde bulundukları iddiasıyla, tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine ve elatmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle, yine 19.02.2008 havale tarihli dilekçe ile … Köyü, 303, 316 ve 321 parsel sayılı taşınmazların kısmen, 317 parsel sayılı taşınmazın ise tamemen kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve eylemli orman oldukları iddiasıyla 303, 316 ve 321 parsel sayılı taşınmazların orman kadastro sınırları içinde kalan bölümlerinin, 317 parselin ise tamamının tapu kayıtlarının iptali, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle ayrı ayrı dava açmış, mahkemece, dava dosyaları HUMK’nın 45. maddesi uyarınca birleştirildikten sonra, 317 sayılı parselin tamamının, fen ve orman bilirkişi tarafından düzenlenen 28.07.2008 tarihli rapora ekli krokide 303 parsel sayılı taşınmazın (D) ile gösterilen 57292,37 m²; 316 parselin (F) ile gösterilen 40956,73 m²; 557 parsel sayılı taşınmazın (C) ile gösterilen 42412,18 m²; 321 parsel sayılı taşınmazın (I) ile gösterilen 6911,25 m² bölümlerinin tapularının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11/02/2013 gün ve 2012/15496 – 2013/1075 sayılı bozma kararı özetle; “…Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Öncelikle, yörede yapılan bütün orman tahditlerine ilişkin olarak, çekişmeli taşınmazları ilgilendiren çalışma tutanakları ile yine çekişmeli taşınmazların tahdit haritalarındaki yerlerini gösterir orijinal renkli orman tahdit haritaları eksiksiz bir şekilde getirtilmemiş, dairece, iki kez dosya iade edilerek istenmesine rağmen bu eksikler giderilememiştir. Öte yandan, karara dayanak alınan bilirkişi tarafından düzenlenen krokide, 303 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen bölümü tahdit dışında gösterilmesine rağmen bir örneği dosyada bulunan orman kadastro haritasında (A) harfli bölümünün tahdit içinde kaldığı görülmektedir. Yine çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede, 3116 sayılı Kanuna, 1744 sayılı Kanun ve 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman tahdidi,

aplikasyon ve 2. ve 2/B madde uygulaması bulunmasına rağmen, karara dayanak alınan bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazların tüm tahdit ve aplikasyon haritalarına göre durumları tek tek irdelenmediğinden ve bilirkişi tarafından taşınmazların konumu orijinal renkli orman kadastro haritaları üzerinde gösterilmediğinden karara dayanak alınan bilirkişi raporunu denetleme imkanı da bulunmamaktadır.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle yörede yapılan bütün tahditlere ait tutanak ve çekişmeli taşınmazları gösteren orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli örnekleri eksiksiz bir şekilde getirildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek iki orman ve bir harita mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 -7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, tüm haritalardaki konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renklerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. ” şeklindedir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, asıl ve birleşen davanın kabulüne, ….köyü 303, 316, 317 ve 321 parsel ile …. köyü 557 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdide ve eylemli orman iddiasına dayalı tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Taşınmazların bulunduğu ….ve …. köylerinde 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, ….köyünde 1957 yılında, …. köyünde 1963 yılında yapılan arazi kadastrosu, 1962 yılında makiye ayırmanın iptali, 19.12.1982 tarihinde ilân edilip kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve 22.07.1987 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli taşınmazların bir bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve tamamının % 30 eğimli, meşelik niteliğinde eylemli orman olduğu belirlenerek tamamının orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine
30/05/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.