YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15115
KARAR NO : 2017/4584
KARAR TARİHİ : 18.05.2017
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalı … kayıtlı olan eski Akdamlar köyü 487 sayılı 1744 m2 yüzölçümündeki parsel, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 20695 ada 11 parsel sayısı 1632,49 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 23.02.2011 ilâ 24.03.2011 tarihleri arasında ilân edildiği tutanak arkasına yazılmıştır.
Orman Yönetimi, 23.03.2011 tarihinde, parselin yörede yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tespitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli parselin yenileme kadastrosunun yapıldığı, bu çalışmanın teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, yenilemede ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı ayrıca kadastro müdürlüğünün cevap yazısı gereğince 20695 ada 11 sayılı parselle ilgili tutanağın itirazsız kesinleşerek tutanak ve eklerinin tapu müdürlüğüne devredilmiş olduğu gerekçesiyle 3402 sayılı Kanunun 24 ve 25. maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştikten sonra dosyanın görevli ve yetkili …. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dava dosyası asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır.
Asliye Hukuk Mahkemesince ikinci keşif sonucunda düzenlenen rapora göre, taşınmazın tamamının ilk orman tahdidinde orman sınırı içinde kalacak şekilde sınırlandırıldığı, … ve …’ın bu sınırlandırmaya itirazı üzerine …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.1942 tarih ve 464/27 sayılı karar ile orman sayılmayan yer olarak orman sınırları dışında bırakıldığı, daha sonra yörede 3116 sayılı Kanunagöre yapılan tahdidin aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2.madde uygulama çalışmaları yapıldığı, ayrıca yine bu köyde daha önce sınırlaması yapılmamış ormanlarda 7 nolu Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 2 nolu Orman Kadastro Ekibi tarafından 03/06/1981 tarihinde başlanıp 28/08/1981 tarihinde bitirilmiş çalışmanın yapıldığı, bu çalışmada mahkeme kararına rağmen davalı taşınmazın bir kısmının orman sınırları içerisinde gösterildiği, ancak teknik hatalar yapıldığı ve değirmen arkının yanlış tersim edildiği,
tutanaklarda orman sınır noktalarının birleştirilmesini tarif ederken değirmen arkının sınır olarak alındığı halde haritada birleştirmeyi düz bir hatla yaptıkları, daha sonra 1984 tarihinde 2896 sayılı Kanuna göre yapılan birleştirmede de yine değirmen su arkının sınır olarak alındığı belirtildiği halde yine düz bir hatla tersimat yapıldığı ancak dava konusu 487 parselin tapu kadastro tespiti sırasında değirmen su arkına kadar olan bölümü için sınırlandırma yapılıp kadastro parseli numarası verildiği ve taşınmazın bu haliyle 1984 yılında 2984 sayılı kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. maddesine göre düz bir hatla çizilen sınırının dışında ve tamamının orman olmayan alanda kaldığının bilirkişilerce tespit edildiği ve kroki üzerinde gösterildiği, taşınmazın 1957 uçuş tarihli hava fotoğrafında bilirkişiler tarafından yapılan incelemede açıklık alanda kaldığı, memleket haritasında da meyve ağaçları rumuzu ile gösterilen yeşile boyalı alanda kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yörede 3116 sayılı Kanuna göre 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1981 yılında ilk tahdidin aplikasyonu ile 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve bu yerlerde 2. madde uygulaması yapılmış, itirazların incelemesi henüz yapılmadan 2896 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine çalışma sonuçları 11/12/1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.