Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/15049 E. 2017/4567 K. 18.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15049
KARAR NO : 2017/4567
KARAR TARİHİ : 18.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan … ile davalılardan Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; …. köyü, arazisinin 7000 dekarlık kısmının Haziran 1951 tarih ve Cilt 92, Sayfa: 45, No: 1 de tapuda kayıtlı …. Çiftliğini kapsadığını, dava konusu …’nın malik olduğu 102, 115, 119, 120, 124, 136, 167, 168, 169, 173, 174, 175, 177, 178, 179, 180, 182, 185 ve 193 özel parsel sayılı taşınmazlar ile …’ın malik olduğu 153, 154, 155, 156, 195, 210 ve 212 özel parsel sayılı taşınmazların da bu çiftliğin sınırları içinde yer aldığını, …. Çiftliği sınırlarının Doğusu; eski otobüs yolu, Güneyi;….; eski …. yolu şeklinde olduğunu, sınırları oluşturan bu yolların halen zeminde mevcut ve işler durumda bulunduğunu, sınırların değişmeye elverişli olmadığını, Beyciler köyü halkının 1928 yılında Balkan ülkelerinden gelerek çiftliğe yerleştikleri ve sonraki yıllarda çiftliği tapudan devren satın aldıklarını, …. oğlu …’ın da satın alan kişilerden olduğunu, 07/06/1951 tarih ve Cilt: 92, Sayfa: 46, Sıra:1’de kayıtlı 40/160 payın bu kişi adına olduğunu, köylülerin satın aldıkları paylar oranında arazinin tamamını 1946 yılında taksim ettiklerini, tarlaların o tarihten bu yana taksime uygun şekilde kullanıldığını, 13/05/1987 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları sırasında da evvelce yapılan bu taksime aynen uyulduğunu, dava konusu tarlanın bu taksim sonucunda …. oğlu …’a isabet ettiğini, …’ın 25/11/1959 tarihinde çocuksuz olarak ölümü ile mirasın kardeşi …. ile …’a kaldığını, …..’nin 1965 yılında dava konusu 102, 115, 119, 120, 124, 136, 167, 168, 169, 173, 174, 175, 177, 178, 179, 180, 182, 185 ve 193 özel parsel sayılı taşınmazları …’nın babası ….; 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 195, 196, 197, 198, 199 ve 212 özel parsel sayılı taşınmazları …’ın babası …’a haricen satıp devrettiğini, davalıların diğer miras bırakanı….’ın ise aynı özel parsellerdeki miras payını 1969 yılında aynı şahıslara haricen satıp devrettiğini, …’nın babası ….’ın 1991 yılında vefat ettiğini ve aynı yıl mirasçıları arasında yapılan taksim sonucu çekişmeli 102, 115, 119, 120, 124, 136, 167, 168, 169, 173, 174, 175, 177, 178, 179, 180, 182, 185 ve 193 özel parsel sayılı taşınmazların …’ya isabet ettiğini; …’ın babası olan Ahmet’in ise 1987 yılında öldüğünü, yapılan taksim sonucu 153, 154, 155, 156, 195, 210 ve 212 sayılı özel parsellerin …’a isabet ettiğini, her iki davacının 1944, 1965 ve 1969 yıllarından beri taşınmazları aralıksız ve malik sıfatı ile kullandıklarını 1965 yılında …’dan, 1969 yılında …..’tan satın alınan payların halen tapuda 1959 yılında ölen …. adına kayıtlı olduğunu, davalıların …. oğlu …’ın mirasçıları olduklarını, …. Çiftliğinin yukarıda yazılı sınırları içinde kısmen tarım arazileri, kısmen de baltalık cinsinden meşe ormanlarının bulunduğunu, 1942 – 1943 yıllarında Beyciler Köyünde 3116 sayılı Kanuna göre orman kadastrosunun yapılarak kesinleştiğini, böylece köyde bulunan ormanların kadastral olarak belirlendiğini, orman kadastrosu yapılırken tapu kayıtları ile irtibat kurulmadığından tamamının Devlet ormanı olarak tahdit gördüğünü, bu nedenle köyde özel orman bulunmadığını, 4785 sayılı

Kanuna göre devletleştirilen orman da olmadığını, 1996 yılında ise 3302 sayılı Kanun gereğince orman sınırlarının aplikasyonu yapılarak 1/5000 ölçekli haritalara aktarılıp orman sınırlarının güncellendiğini, dava konusu taşınmazın kadimden beri tarım arazisi olarak kullanılan ve ormanla ilgisi bulunmayan bir yer olduğunu, buna rağmen taşınmazın bulunduğu bölgede orman alanlarının da bulunması nedeniyle Orman Yönetiminin yasal hasım olarak davalı gösterildiğini, Beyciler köyünde 766 sayılı Kanuna göre tapulama çalışmasının 13/05/1987 tarihinde kesinleştiğini, …. Çiftliğine ait 1951 tarih, Cilt: 92, Sayfa: 45, Sıra No: 1’de bulunan tapunun kapsadığı alanların bir kısmında tapulama çalışması yapılarak Beyciler Köyü, 1461 ilâ 1530 sayılı parsellerin bu tapudan revizyon gördüğünü, tapulama ekibinin kök tapunun kapsamında kalan arazinin bir kısmını çalışma alanına dahil etmediğini, bu sebeple tapu kapsamındaki tarım arazilerinin bir bölümünün tapulaması yapılmadan çalışmanın tatil edildiğini, çekişmeli yerin tapulama dışı kaldığını, söz konusu yerin 766 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilen yerlerden olması nedeniyle tapulama dışı bırakılmadığını, taşınmazın Rumi 1296 tarihinden beri tapulu şahıs mülkü olduğunu, o tarihten beri de tarım arazisi olarak kullanıldığını, ilk malikten müvekkiline kadar gelen eklemeli zilyetliğin Medenî Kanunun 713. maddesinde düzenlenen 20 yıllık süreyi çok aştığının, 20 yıllık bu sürenin tapulama çalışmalarının kesinleştiği 13/05/1987 tarihten bu yana da dolmuş olduğunu iddia ederek, 102, 115, 119, 120, 124, 136, 167, 168, 169, 173, 174, 175, 177, 178, 179, 180, 182, 185 ve 193 özel parsel sayılı taşınmazların….. oğlu … adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına, 153, 154, 155, 156, 195, 210 ve 212 sayılı özel parsellerin de Mustafa ve Fatma oğlu … adına olan tapu kaydının iptali ile davacı tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin dava konusu taşınmazın da bulunduğu birçok taşınmaz hakkında görülen davalarda temyiz incelemesi üzerine 27/03/2009 tarih ve 2008/2476 – 2009/5202 sayılı bozma ilâmı ve aynı nitelikteki ilâmlarının gerekçesinde belirtildiği üzere ilk tesisinden itibaren tedavülleri ile birlikte incelenen ve davalıların dayandıkları tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza ait olduğunun kabul edilemeyeceği, zira yüzölçümlerinin çok farklı olduğu, kaydın sabit sınırlı olmadığı, daha önce başka yerlere uygulandığı, çekişmeli yerin de içinde bulunduğu aynı özellikleri taşıyan ve aynı bölgede yer alan bir çok taşınmazın 1999 ve 2001 yılları arasında görülüp kesinleşen davalarda yargılamasının yapılarak orman niteliğinde tescil harici bırakıldığı kabul edilip davaların reddedildiği, taşınmazın genel niteliklerine ve memleket haritasındaki konumuna bakıldığında üzerinde geniş yapraklı meşe ağacı sembollerinin bulunduğu, komşu meşe ormanları ile çekişmeli yer arasında doğal ayırıcı unsurlar bulunmadığı, çekişmeli yer ve benzer durumdaki tüm bu yerlerin yüksek eğimli orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerler olduğu, yörede 4785 sayılı Kanuna göre yapılmış orman kadastrosunun bulunmadığı, 1986 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23 ve 2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddeleri ile Hukuk Genel Kurulunun 21/01/2004 tarih, 2004/8- 15/7 ve 12/05/2004 tarih, 2004/8 – 242/292 ve yine 12/03/2008 tarih, 2008/20 – 214/241 sayılı kararlarının olayda nazara alınması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine, her ne kadar Orman Yönetimi vekili tarafından dava aşamasında taşınmazın niteliği de nazara alınarak orman niteliği ile Hazine adına tescili istenmiş ve çekişmeli yerin niteliğinin orman olduğu anlaşılmış ise de bu yönde açılmış bir dava bulunmadığı ve bu yönde bir katılım da olmadığı, mahkemece re’sen bu yönde bir karar verilemeyeceği gözetilerek bu yolda bir hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı … ve …, davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 01.11.2012 gün ve 2011/11165 E. – 2012/11964 K. sayılı kararı ile “Davacıların temyiz itirazlarının incelenen dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçeye göre reddine; Orman Yönetiminin temyiz itirazının taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle açılmış bir dava ya da açılmış bulunan davaya 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi gereğince harçlı katılımı söz konusu olmadığından temyiz dilekçesinin reddine, Hazinenin temyiz itirazlarının ise Hazine yargılama aşamasında taşınmazın orman niteliğinde Hazine adına tescili isteminde bulunmuş olup harçtan muaftır. Kurum isteminin Medenî Kanunun 713. maddesi kapsamında tescil istemi olarak değerlendirilip hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gereklidir. Değinilen yönün

gözetilmemiş olması usûl ve kanuna aykırıdır.” gerektiğine değinilerek kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, Dairemizin 25.11.2013 gün ve 2013/5960-10636 sayılı ilamı ile de davacılar … ve … vekili ile davalı … Yönetim vekilinin karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Bozmaya uyulmasının ardından mahkemece davacının davasının reddine, davalı Hazine vekilinin talebinin kabulü ile dava konusu 102 özel parsel sayılı 14.410,45 m², 115 özel parsel sayılı 6.525,59 m², 119 özel parsel sayılı 11.041,78 m², 120 özel parsel sayılı 9.533,80 m², 136 özel parsel sayılı 5.639,04 m², 185 özel parsel sayılı 5.553,66 m², 193 özel parsel sayılı 2.2515 m², 153 özel parsel sayılı 18.624,73 m², 154 özel parsel sayılı 19.401,35 m², 155 parsel sayılı 6.516,19 m², 156 özel parsel sayılı 9.466,25 m², 195 özel parsel sayılı 8.009,02 m², 212 özel parsel sayılı 5.843,08 m², 210 özel parsel sayılı 7.459,84 m², 167 özel parsel sayılı 7.764,83 m², 168 özel parsel sayılı 10.075,82 m², 169 özel parsel sayılı 1.688 m², 173 özel parsel sayılı 12.722,20 m², 174 özel parsel sayılı 23.600,69 m², 175 özel parsel sayılı 45.990,54 m², 177 özel parsel sayılı 14.402,07 m², 178 özel parsel sayılı 24.813,35 m², 179 özel parsel sayılı 9.463,47 m², 180 özel parsel sayılı 31.210,14 m², 182 özel parsel sayılı 2.031,61 m² yerin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro sırasında tesbit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce, 3116 sayılı Kanuna göre 4785 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce 1943 yılında yapılan ve 28/12/1949 yılında ilâm edilerek kesinleşmesinden sonra Şekerpınar, Erikpınar ve Havuzpınar Devlet Ormanı ismiyle Şubat 1952 tarih ve 19 numarada 1316 Hektar yüzölçümüyle ve yine Nisan 1962 tarih 13 numarada 779 Hektar yüzölçümüyle ve …. Devlet Ormanı ismiyle tapuya tescil edilen orman kadastrosu ile daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 12/03/1996 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1985 yılında yapılmış, 14.04.1987 – 13.05.1987 tarihlerinde ilâm edilmiş, dava konusu yer tescil ve tesbit harici bırakılmıştır.
1) Davacı … vekilinin temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece, davacının davasının reddine karar verilmesi ve hükmün temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.11.2012 gün ve 2011/11165 E. – 2012/11964 K. sayılı kararı ile davacıların temyiz itirazlarının incelenen dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçeye göre reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekilince karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine de Dairemizin 25.11.2013 gün ve 2013/5960-10636 sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyulması ile davacıların tescil davasının reddine dair kurulan hüküm davacılar açısından kesinleşmiştir. Bozmadan sonra kurulan hükmü davacının temyiz etme hakkı olmadığından davacı … vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yok ise de dava konusu 124 özel parsel sayılı taşınmazın TMK’nın 713/6. maddesi kapsamında tesciline yönelik olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen yönün gözetilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı … vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 18/05/2017 günü oy birliği ile karar verildi.