Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/14956 E. 2017/3346 K. 18.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14956
KARAR NO : 2017/3346
KARAR TARİHİ : 18.04.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Yönetimi ve … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede yapılan kadastro sırasında … ili, … ilçesi, … köyü, 101 ada 1 parsel sayılı 16238231,61 m2 yüzölçümündeki taşınmaz … vasfıyla … adına tespit edilmiştir. Davacı 04.10.2011 havale tarihli dava dilekçesiyle … Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itirazda bulunmuş ve 24 dönüm yerin adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. … Kadastro Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya … Kadastro Mahkemesine devredilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne kadastro komisyon tutanağının iptali ile teknik bilirkişilerin 29.05.2015 tarihli ortak raporuna ek krokide (A) harfi ile gösterilen 25409,38 m² yüz ölçümündeki taşınmazın 101 ada 1 parselden ifrazı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tesciline, 101 ada 1 parselden geriye kalan miktarın kadastro komisyon tutanağında yazan vasıf ile … adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar … Yönetimi ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz davası olup, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede … kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi uyarınca yapılmıştır.
Bilindiği üzere Anayasanın 169/2 maddesine göre Devlet Ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet Ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince … sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların aynı kanunun 14. maddesinde belirtilen “çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyet” olma koşuluyla birlikte kanunun aradığı diğer koşulların oluşması halinde kişi lehine tespiti veya tescili mümkündür. Bu tanımdan bir taşınmazın zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olması için evvela … sayılmayan yerlerden olması, … sayılmayan yerlerden olduğunun tespiti halinde ise Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaması gerekmektedir. Yasal düzenleme açısından somut olay değerlendirildiğinde; 02/07/2015 tarihli … bilirkişi raporunda taşınmazın dört tarafının eylemli ormanlarla çevrili olduğu, gerçeğin görüntüsü olan en eski tarihli hava fotoğrafından ve 1989 tarihli hava fotoğrafından da evveliyatından itibaren dört tarafının … ile çevrili olduğu anlaşılmaktadır. 08/06/2015 tarihli müşterek teknik bilirkişi raporlarında taşınmazın … niteliğinde bulunan 101 ada 1 parsel sayılı … vasıflı taşınmazın içinde ve … Deresinin kenarında olduğu belirlenmiştir. 20/05/2015 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tutanak tanıkları benzer beyanlarında; arazide aşağı yukarı 15 yılda bir çok kar yağdığında dere
büyük oranda taştığı zaman arazi sular altında kalmaktadır, 1976-1986 -2007 yılında büyük taşkın olmuştur şeklinde beyanda bulunmuştur. Öte yandan dosyanın ekinde yer alan dosyalardan; … Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/1982 tarih ve 1977/23 Esas 1982/58 Karar sayılı ilamı ile …’ın … Yönetimine karşı açtığı müdahalenin meni davasında dava konusu yerin … sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince kararın onanmasına karar verildiği, …’ın tashihi karar ve yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu, taleplerinin reddine karar verildiği; aynı mahkemenin 1997/2 esas sayılı davasında davacı … Yönetiminin davalı …’a karşı müdahalenin meni ve kal talebinde bulunduğu, mahkemenin 31/10/2010 tarih ve 1997/2 – 2000/100 E – K sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, …’ın kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin 28/05/2001 tarih ve 2001/3717 – 4420 E-K sayılı kararıyla mahkeme ilamının onanmasına karar verildiği, onama kararına karşı kararın düzeltilmesi talebinde bulunulduğu, Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin 28/01/2001 tarih 2001/10877 – 2002/272 E-K sayılı kararıyla talebin reddine karar verildiği, davaya konu taşınmazın aynı dava dosyasındaki bilirkişi raporlarına ekli krokileri ve fotoğrafları ile eldeki temyize konu dava dosyasındaki krokiler ve fotoğraflar karşılaştırıldığında aynı taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu delillerden; dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan … içi açıklık niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Gerek 26.05.1958 tarihli … Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no’lu … Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli … Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan … Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan … Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan … Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde “… 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan … içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların … olarak sınırlandırılacağı” öngörülmüştür. 6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, … içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Kanun madde: 17/1-2 maddesi hükmü: Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve … içinde yerleşilmesi yasaktır. Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya … idaresince el konulur. Yanan … alanlarındaki her türlü emval … Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Kanun ile değişik hali). Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun … içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. … içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak … kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve … bütünlüğü bozulacaktır. Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin … olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi … olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten … sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi … iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN … İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI … BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan … Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince … olarak sınırlandırılması gerekir. Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun … içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında ve hava fotoğrafında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla
çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında … bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nın 10.12.1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün 1997/20-808/1039, 08.02.1999 gün 1999/7-22-43, 13.10.1999 gün 1999/8-689-822, 03.04.2002 gün 2002/8-230-261 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665/614 sayılı ve yine … kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi … içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları]. Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca; … içi açıklık ve boşluklar ile … ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği … sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan … Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Keza dava konusu taşınmaz aktif dere kenarında olup keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tutanak tanıklarının beyanlarında taşınmazda belirli aralıklarla sel taşkınları olduğu anlaşılmıştır. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda anlatılan nedenlerle davalılar … ve … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/04/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.