Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/14899 E. 2017/3926 K. 03.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14899
KARAR NO : 2017/3926
KARAR TARİHİ : 03.05.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Orman Yönetimi ve …. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 116 ada 2 parsel sayılı taşınmaz 3397,14 m2 yüzölçümü ile senetsizden tarla vasfıyla davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı …Ş. vekili, Çayağzı Köyü 103, 104, 105, 106, 107, 112, 113, 114, 115 ve 116 sayılı adalar içinde kalan orman alanlarının, şirketçe kurulup, 49 yıl süreyle işletilecek olan Pembelik Barajı ve HES sahasında kaldığını ve bu yerlerin Orman Bakanlığınca 2007 yılında baraj yapılmak üzere davacı şirkete tahsis edilerek 18.02.2008 günlü teslim ve tesellüm tutanağı ile kendilerine teslim edildiğini, ancak ilgili köyde orman parselleri askı ilanına çıkarıldığı halde, sözü edilen taşınmazların orman olarak tespit ve ilan edilmediğini bildirerek, çekişmeli taşınmazların orman olarak tespit ve tescilini talep etmiş, mahkemece uyuşmazlığın çözüm yerinin idare mahkemesi olduğu belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2010/9085-10036 sayılı kararında özetle; ” Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda “olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği” kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı, Çevre ve Orman Bakanlığının ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmi ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işleminin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumetin Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da davaya konu taşınmaza zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel ya da tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tesbit tutanağının, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, Yasa ve Yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye gönderilmesini Kadastro Müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tesbit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tespit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re’sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.

Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davacı şirketin dava dilekçesine ekli krokide kırmızı işaretli olarak gösterilen sınırlar içinde kalan ve kendilerine tahsis edilmiş bulunan taşınmazlar hakkında dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gözönüne alınarak, bu taşınmazlar tam olarak tespit edilmeli, tamamının kadastro tespit tutanakları getirtilmeli; gerçek kişiler adına tespit edilenlerin tespit malikleri davaya dahil edilmeli, kesinleştirilen tutanaklar davalı hale getirildikten sonra işin esasına girilerek bu kısımların orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozuılmasına karar verilmiştir.
Bozma kararından sonra Orman Yönetimi taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile davaya müdahil olmuş, mahkemece çekişmeli taşınmaza ait dava dosyası tefrik edilmiş ve bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacıların tapu kadastro genel müdürlüğü ve diğer davalılar hakkında açmış olduğu davanın reddine, davacıların diğer davalılar hakkında açmış olduğu davanın reddine, Bingöl ili Yayladere ilçesi Çayağzı Köyü Dubel Mevkiinde kain 116 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar Orman Yönetimi ve …. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 03/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.