Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/13983 E. 2016/503 K. 19.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13983
KARAR NO : 2016/503
KARAR TARİHİ : 19.01.2016

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar … … ve arkadaşları vekili, 04.02.2014 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … ili. … köyü, … mevkiinde bulunan 13 dönüm yüzölçümündeki taşınmaza ilişkin müvekkillerinin miras bırakanı … … adına kayıtlı 26.12.1933 tarih ve 74 sıra nolu, 4359 muamale kağıdı numaralı iskan tapu kaydının bulunduğunu, dava ettikleri yerin orman olmadığı halde sonradan yapılan kadastro çalışmaları sırasında orman sınırları içinde bırakıldığını, kadastro dışı kaldığını, taşınmazın mübadele yoluyla iskanen verilen yerlerden olduğunu, … … ve … tarafından gerçekleştirilmiş usulüne uygun kamulaştırma bulunmadığını, taşınmazın iskandan bu yana müvekkilleri tarafından kullanıldığını, orman niteliğinde olmadığını ileri sürerek, öncelikle, taşınmazın yasaya aykırı olarak orman sınırları içine alınması sebebiyle orman olmadığının tesbiti ve müvekkilleri adlarına tapuya tescili, orman olduğunun tespiti halinde ise usûlüne uygun kamulaştırma yapılmadığından taşınmaza hukuka aykırı ve usûlsüz olarak el konulduğundan dava tarihindeki rayiç değerinin (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.-TL’nın) tazminat olarak müvekkillerine verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosunun 1985 yılında yapılıp 15.06.1988 tarihinde ilân edilerek 15.12.1988 tarihinde kesinleştiği, kadastrodan önce var olan tapu kaydına dayanılarak yasada öngörülen süre içinde orman kadastrosuna itiraz edilmesi gerektiği, aksi takdirde tapu kaydının orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmayacağı, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 6831 sayılı Kanunun 11. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre dolduğundan tapu iptali ve tescil davasının reddine, dayanak tapu kaydının orman tahdidi içinde kalan yere ilişkin olması, kadastro çalışmaları sırasında revizyon görmemesi, davalı …nin zamanaşımı itirazında bulunması sebebiyle tapunun hukukî değerini yitirdiği 15.12.1998 tarihinden itibaren TBK’nın 146. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan tazminat davasının … yönünden zamanaşımı süresi dolduğundan, … … yönünden ise pasif taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydına dayalı orman tahdidine itiraz ile TMK’nın 713. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili, olmazsa tazminat istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1939 yılında yapılıp 21.07.1940 tarihinde ilân edilerek kesinleşen oran kadastrosu, daha sonra 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik hükümleri uyarınca yapılıp 15.06.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve tüm ormanlarda 2/B madde uygulaması, 26.04.1962 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu vardır. Arazi kadastrosunun kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye … köyü … mevkiinde bulunan çekişmeli yerin 21.07.1940 tarihinde ilân edilerek kesinleşen … Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı, davacıların ve miras bırakanlarının 3116 sayılı Kanunda öngörülen 3 aylık süre içerisinde orman tahdidine itirazda bulunmadıkları, genel arazi kadastrosunun da 1962 yılında yapılıp kesinleştiği, böylelikle davacıların tutundukları tapu kaydının işleme tâbi kayıt niteliğini kaybettiği, 4785 sayılı Kanun gereğince de, Devletleştirilen ve iadeye tâbi olmayan yerlerdeki eski tapu kayıtlarının hukukî değerini yitirdiği, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince hukukî değerini yitirmiş bir tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilemeyeceği, taşınmaza 09.10.1956 tarihinden önce el atıldığından 221 sayılı Kanunun 1 maddesinde yer alan “6830 sayılı İstimlak Kanununun yürürlüğe girdiği 09.10.1956 tarihine kadar kamulaştırma işlerine dayanmaksızın Kamulaştırma Kanunlarının gözönünde tuttuğu maksatlara fiilen tahsis edilmiş olan gayrimenkuller ilgili amme hükmî şahsı veya müessesi adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılır.” hükmü de gözetildiğinde 221 sayılı Kanun 12.01.1961 tarihinde yürürlüğe girdiğinden davacıların kamulaştırmasız el atmaya dayanarak dava açma haklarının dahi aynı Kanunun 3. maddesine göre 13.01.1963 günü sona erdiğine göre davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazların reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 19.01.2016 günü oy birliğiyle karar verildi.