Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/13693 E. 2015/11635 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13693
KARAR NO : 2015/11635
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2012
NUMARASI : 2010/278-2012/592
DAVACI : Orman Yönetimi
DAVALI : S.. K..
DAVA KONUSU: Y.. Köyü, 4010 sayılı parsel

Taraflar arasındaki kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 03/06/2015 gün ve 2015/.. – 2015/.. sayılı ilâmıyla oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Orman Yönetimi, Y.. köyü, 4010 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, yörede 1988 yılında 6831 sayılı Kanun gereği orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışması yapıldığını, çekişmeli taşınmazın kısmen kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, orman sınırları içinde kalan kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve 4010 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişinin raporunda (A) harfi ile gösterilen 6.399,40 m² yüzölçümündeki bölümün tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, davalı kooperatif vekilinin temyizi üzerine Dairece, taşınmazın temyize konu ve krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün kesinleşen tahdit içinde kaldığı belirtilerek yerel mahkeme kararı oyçokluğuyla onanmıştır.
Davalı kooperatif vekili bu kez daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 12/04/1988 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama eksik, yetersiz olduğu gibi alınan bilirkişi raporu da denetime elverişli değildir. Şöyle ki; mahkemece, dava konusu taşınmazı ilgilendirir orman sınır noktalarını gösterir orijinal renkli orman tahdit haritaları dosyaya getirtilmemiş, (dosyadaki harita orijinal olmayıp, Yönetimce kadastro paftası ile çakıştırılmış harita olup, bu haritada da orman sınır noktaları yoktur.) yapılan keşfe yerel bilirkişi götürülüp, çekişmeli taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktaları tespit edilmemiş, uzman bilirkişiler tarafından zeminde orman sınır noktaları bulunmuşsa dahi bu husus da keşif tutanağına yansıtılmamış, ayrıca orman kadastro tutanakları, orman kadastro tutanaklarının düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası uygulanarak orman kadastro tutanakları da bu yolla desteklenmemiştir. Bu nedenlerle, hükme dayanak yapılan orman bilirkişinin rapor ve uygulaması yetersiz olduğu gibi denetime olanak da vermemektedir. Yargı denetimine olanak vermeyen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle yörede yapılan bütün orman tahdit ve aplikasyon çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneğinin (Özellikle yapılan tüm tahditlerde dava konusu taşınmazı ilgilendiren çalışma tutanakları ile yine dava konusu taşınmazı ve çevresini ve orman sınır nokta numaralarını gösterir renkli tahdit harita örneklerinin) yine yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örnekleri Orman Yönetiminden temin edilerek dosya arasına konulmalı; ayrıca, davalı Kooperatif vekili karar düzeltme dilekçesinde Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2014/550 esas sayılı dosyada tazminat davası açtıklarını bildirdiğinden HMK’nın 166. maddesi uyarınca, her iki dava dosyasının birleştirilmesi hususu düşünülmeli, daha sonra önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak çekişmeli taşınmazları ilgilendiren orman sınır noktaları zeminde bulunup fotoğraflanmalı, yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan ve yukarıda belirtilen hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu ve aplikasyon ve varsa 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu ve aplikasyon haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, orman kadastro haritası ve tutanaklar arasında uyumsuzluk bulunması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davalı kooperatif vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı kooperatif vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 03/06/2015 gün ve 2015/.. – 2015/.. sayılı ONAMA kararı KALDIRILARAK, 21/12/2012 gün ve 2010/.. – 2012/.. sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.