Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/13484 E. 2015/11642 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13484
KARAR NO : 2015/11642
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … ile davalılar … ve … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 16.07.2012 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, … Beldesinde bulunan yaklaşık 7000 m2 taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların davacı lehine gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, (A) harfi ile işaretli 5773,53 m2 taşınmazın davacı adına tesciline, orman sınırı içinde kalan (B) harfi ile işaretli 832 m2 bölüm hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm … ve … tarafından (A) harfli bölümü, davacı tarafından (B) harfli bölümüne yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davasıdır.
Yörede, 1946 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışması ile 1979 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
Arazi kadastrosu 1958 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman olarak tespit harici bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya  yeterli değildir.
Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile işaretli bölümünün kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle karar verilmiştir. Ancak; yörede 1946 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ilk orman kadastro çalışmasına ait harita – Dairenin 09/12/2014 günlü geri çevirme kararı ile de istenilmiş olduğu halde- getirtilip buna göre bir uygulama yapılmadığından, yalnızca aplikasyon haritası uygulanmış olduğundan, hükme esas alınan rapor denetime elverişli değildir.
O halde;  mahkemece, öncelikle yörede 1946 yılında yapılıp kesinleştiği bildirilen orman kadastro haritası ile çalışma tutanakları getirtilmeli, 1946 yılı orman kadastro haritası, 1979 yılı aplikasyon haritası, imar paftası ve kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 10 ya da 12 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazın tümüne göre konumu ayrı ayrı işaretlenmeli, 3116 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmada orman sınırı içinde ise, 1958 yılı arazi kadastro paftasında da çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer orman olarak tapulama harici bırakılmış olduğundan
HGK’nın 24/10/2001 gün ve 2001/8-964-751 sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8 – 183- 187 sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerler, orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, bu tarihe kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, ancak orman kadastro sınırının dışında bırakıldığı tarihten sonraki zilyedliğe değer verileceği gözönünde bulundurularak ilk orman kadastrosunda orman sınırı içinde olan bölümler yönünden dava reddedilmeli, 1979 yılında yapılan çalışmanın yeni bir orman kadastro çalışması olmayıp, ilkinin aplikasyonu ve 2. madde uygulaması olduğu düşünülmeli, ilk orman kadastro çalışmasında orman sınırı dışında kalan bölüm varsa, dava tarihinden 15 – 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritalarında bu bölümün niteliği, ekonomik amaca uygun olarak tasarruf edilen yer olup olmadığı belirlenmeli, öncesinin ne olduğu, zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı, usûlünce yapılacak bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli, zilyetlikle kazanılacak ve özel mülkiyete konu olacak yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde ise, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği, üzerindeki ağaç sayısı, yaşı, kapalılık durumu, eğimi konusunda ziraat uzmanından bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, bu şekilde toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 23/11/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.