Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/13006 E. 2015/11979 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13006
KARAR NO : 2015/11979
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Silifke Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2014
NUMARASI : 2013/2 – 2014/58
DAVACI : İ.. A..
DAVALI : Orman Yönetimi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı İ.. A.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, Silifke, Kargıcak köyünde yapılan orman kadastrosu çalışmaları sırasında 20, 21, 22 ve 23 iç parsel sayılı taşınmazların etrafındaki alanların orman olmadığı halde, hatalı olarak orman sınırları içine dahil edildiği iddiasıyla, bu alanların orman sayılmayan tarım arazisi olarak orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, keşif gideri yatırılması konusunda verilen kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve “dava konusu 20, 21, 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazların orman sınırları içerisinde bırakılmasına” karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince bir aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Yörede 04/01/2013 tarihinde 1 ay süre ile ilân edilen 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması bulunmaktadır. Arazi kadastrosu 1966 yılında yapılmıştır.
Mahkemece, en son 02/07/2014 günlü oturumda, mahallinde 21/08/2014 gününde keşif yapılmasına ve 2 haftalık kesin süre içinde masrafların yatırılmasına karar verilmiş ise de; keşif ara kararı usûlüne uygun değildir. Şöyle ki; mahkemece çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde genel arazi kadastrosunun yapılıp yapılmadığı; yapılmışsa 20, 21, 22 ve 23 numaralı iç poligonlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği, bu poligonlar etrafındaki “Kaşbaşı Devlet Ormanı” olarak adlandırılan ormanın tapu kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmamış, orman kadastro çalışmasına ait tutanak ve haritalar getirtilmemiş, bu eksiklikler dairenin 31/03/2015 günlü geri çevirme kararı ile tamamlanmaya çalışılmış ise de; tamamına cevap alınamamıştır. Bu durumda dosya keşfe hazır olmadığı halde, keşif kararı verilmiştir.
Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir. Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli süre veya kesin sürenin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin süre içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hâkim, kâtip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 34); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; yapılacak iş, süresi ve gidilecek yere göre gerekli gördüğü aracı mahkeme kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek ücretin; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi; yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğü hükümlerinin gözönünde tutulması zorunludur.
Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek süre ve kesin sürenin uygulamada sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (HGK 26.02.1975 gün 1972/1-1273 E. – 1975/258 K; HGK 18.02.1983 gün 1980/1 – 1284 E. – 1983/141 K. HGK 30.12.1992 gün 1992/16-666 E. – 1992/769 K.; 20.H.D. 14.12.1992 gün 1992/16198 – 7040).
Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.
Kadastro mahkemelerinde belirtilen genel hükümler, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi kıyas yoluyla, aynı Kanunun 36. maddesine göre işlem yapılması hallerinde de aynen uygulanır.
Yukarıda açıklanan kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararlar sonucu verilen süre ve kesin sürelere dayanılarak, keşif giderlerinin yasal sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/11/2015 günü oy birliği ile karar verildi.