Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/12639 E. 2017/2682 K. 30.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12639
KARAR NO : 2017/2682
KARAR TARİHİ : 30.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili 17/06/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin … ili, … ilçesi, 3288 ada, 13, 66, 67 ve 62 sayılı parselde kayıtlı… adına kayıtlı hisseleri ve aynı ada 37, 66, 67 ve 62 sayılı parselde kayıtlı Mevlüde Tekdil hisselerini malikleri vekili olan …den satın aldıklarını, daha sonra Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü müfettişlerinin yapmış oldukları teftiş sırasında bu satışları yapanların hepsini sahte evrakla yapmış olduklarının ortaya çıktığını, müvekkillerinin satın aldıkları parsellerin bir suç örgütü tarafından sahte belgelerle müvekkillerine satıldığını, bunların hepsinin … 11. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak mahkum olduklarını, müvekkillerinin bu olayda herhangi bir ihmal ya da kusuru olmadığını, Devlete güvenerek işlemleri gerçekleştirdiklerini, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/649 Esas sayılı dosyasıyla müvekkillerinin satın aldığı hisseler için tapu iptali ve tescil davası açıldığını, bu davanında kabul edilerek önceki malikleri adına tapuya tescil edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … ili, … ilçesi, 3288 ada, 13, 66, 67 ve 62 sayılı parselde kayıtlı… adına kayıtlı hisseleri ve aynı ada 37, 66, 67 ve 62 sayılı parselde … adına kayıtlı parsellerin bedeli olarak şimdilik 50.000 TL faizi ile birlikte bedelin tazminini, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/641 Esas sayılı dosyasında davacılara yüklenen yargılama gideri ve vekalet ücreti olarak 5135,57.-TL ve faizinin ödenmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talep ettiği alacak miktarını … için 591145,70.-TL … için 206986,35.-TL olmak üzere toplam 798132,05.-TL olarak dava tarihinden sonra … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/641 Esas sayılı dosyanın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiş, 09/07/2015 tarihinde ıslah harcını da yatırmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile;
1) 591.145,70.-TL’nin tapuda devir tarihi olan 17/12/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
2) 206.986,35.-TL’nin tapuda devir tarihi olan 17/12/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
3) 2.141,00.-TL’nin ödeme tarihi olan 11/03/2015’den itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir
Dava, TMK’nın 1007. maddesi gereğince açılan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece arsa niteliğinde olan taşınmazlara emsal metodu kullanılmak sureti ile değer belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı … aşağıda açıklanan nedenler dışında temyiz itirazları yerinde değildir.
Ne var ki; dava dilekçesi ile dava … yöneltilmek sureti ile açılmış, davalı … talebi ile ceza mahkemesi dosyasında sanık olarak yer alan tapu memuru, noter katibi, sahte vekaletname ile taşınmazı satan kişilere dava ihbar edilmiş bu kişiler ihbar olunan sıfatı ile davada yer almalarına karşın gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmişler ve hüküm kurulurken davacılar lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmiş, daha sonra mahkemece bu hatanın farkedilmesi ile “tashih şerhi” karar başlığı ve hüküm fıkraları değiştirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hükmün Tashihi” başlığını taşıyan 304. maddesinde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların, mahkemece kendiliğinden veya taraflardan birinin istemi üzerine düzeltilebileceği belirtilmiş, “Hükmün Tavzihi” başlıklı 305. maddesinde, hüküm yeterince açık değilse veya yerine getirilmesinde duraksama uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, yerine getirilmesi tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya duraksama ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği açıklanmıştır. Tavzih yoluyla hüküm fıkrası değiştirilemez ve hükmün infazından sonra tavzih yapılamaz.
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri doğrultusunda eldeki davada, her ne kadar mahkemece, maddi hataya düşüldüğü gerekçesiyle tashih yolu ile hükümde değişiklik yapılmış ise de, anılan yanlışlığın maddi hata niteliğinde olmadığı, bu nedenle de düzeltmenin tashihe konu edilemeyeceği belirgin olup, mahkemece tashih yolu ile düzeltme yapılması usûl ve kanuna aykırıdır.
Açıklanan sebeplerle mahkemenin 15/07/2015 tarihli tashih şerhinin kaldırılmasına, davada ihbar olunan sıfatı ile yer alan kişilerin davalı olarak karar başlığında gösterilmesi ve aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 15/07/2015 tarihli tashih şerhinin kaldırılarak 10/07/2015 tarih ve 2013/219 E. – 2015/313 K. sayılı hükmün BOZULMASINA 30/03/2017 oybirliği ile karar verildi