Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/12560 E. 2017/1971 K. 08.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12560
KARAR NO : 2017/1971
KARAR TARİHİ : 08.03.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacılar … ve … vekili … Asliye Hukuk Mahkemesine verdikleri 26.11.1999 havale tarihli dava dilekçesi ile muris muvazaası nedenine dayanarak muvazaalı işlemlerin iptali ile tapu kayıtlarının müvekkillerinin murisi adına tapuya tesciline, mümkün olmadığı takdirde tenkis yolu ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/88 Esas sayılı dosyası, … adlî teşkilatının kapatılması nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesine devredilmiş, mahkemenin 2004/109 Esas sayısına kaydedilmiştir. Yargılama sırasında dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde kadastro çalışması başlaması ve dava konusu taşınmazların … ili, … ilçesi, … beldesi, … mahallesi, 376 ada 363 ve 395 parsel, 395 ada 146, 147, 202, 203, 211, 317, 321, 325, 326, 327, 328, 376, 502, 534 ve 542 parsel, 422 ada 90 ve 112 parsel, 426 ada 194, 199, 200, 201, 209, 210, 211, 212, 213, 217, 219, 225, 226, 227, 228, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249 ve 333 parsel, 436 ada 10 parsel sayısı ile ve davalı olarak tespit edilmeleri nedeniyle mahkemece verilen 11.09.2008 tarih ve 2004/109 E.- 2008/121 K. sayılı karar ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27/1. maddesi gereğince görevsizlik kararı verilerek dosya … Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.
Mahkemece davacıların davasının kısmen kabul ve kısmen reddine, 1-Dava konusu … ili, … ilçesi, … beldesi, … mahallesi, 395 ada 146, 203, 534 ve 542 parsel, 422 ada 90 ve 122 parsel, 426 ada 199, 200, 201 parsel sayılı taşınmazların kararda belirtilen paylarda … …, …, …(…), … … (…), …, … (…), …, … …, …, …, … …, … …, … … … …, …, …, …,…(…), …, …, … (…), …, …, … (…), …, …, … (…), …, …, …, … …, …(…), …, …, …, …, …, …(…), … (…), … (…), … adlarına tesciline; 426 ada 210 ve 226 parsel sayılı taşınmazların … adına tesciline; 426 ada 217 parsel sayılı taşınmazın … adına tesciline, 395 ada 202, 317, 325, 376 parsel, 426 ada 194, 213, 227, 243, 245, 247 parsel sayılı taşınmazların … … adına tesciline, 395 ada 147 parsel, 395 ada 327 parsel, 426 ada 333 parsel, 436 ada 10 parsel sayılı taşınmazların … … adına tesciline, 395 ada 211 ve 326 parsel, 426 ada 228, 240, 249 parsel sayılı taşınmazların… adına tesciline, 376 ada 395 parsel, 395 ada 502 parsel, 426
ada 211, 225, 238, 244, 246 parsel sayılı taşınmazların … adına tapuya kayıt 376 ada 363, 395 ada 321, 328 parsel, 426 ada 209, 212, 219, 239, 241, 242, 248 parsel sayılı taşınmazların … adına tesciline ve malik hanelerinin yazılı şekilde doldurulmasına, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz davasıdır.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde kadastro çalışmasına 2008 yılında başlanmış, dava konusu taşınmazların malik hanelerinde davalı kaydı yazılarak kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Mahkemece, yukarıda yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; asliye hukuk mahkemesindeki dava nedeniyle dava konusu taşınmazlar hakkında malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit tutanağı düzenlendiği halde, bu tür davalarda yasal hasım olan …, ayrıca sınırlarında … niteliğiyle tespit edilmiş taşınmazlar bulunduğundan … Yönetiminin davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmadığı gibi, taşınmazların malik hanesi açık olduğu ve sınırlarında … parseli bulunduğu halde çekişmeli taşınmazların öncesinin … sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmamıştır.
Bu sebeple dava konusu taşınmaza ilişkin, 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi gereğince kadastro hakimi gerekli incelemeyi yaptıktan sonra, kimin adına tescil edileceğine karar vermelidir.
Bu bağlamda öncelikle, dava konusu taşınmazlar ile komşu parseller ve yakın komşu parsellere ait kadastro tutanakları, davalı ise dava dosyaları, tapuda kayıtlı ise tapu kayıtları ve tespitlerine esas alınan kayıtlar varsa bu kayıtlar, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanı yakın komşuları, birlikte gösteren en eski tarihli ve tespit tarihinden 20 yıl öncesine dayanan memleket haritası, dayanağı stereoskopik hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve … Bakanlığı (… ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman … yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir … mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi … olan bir yerin üzerindeki … bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt … toprağının … sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan, hava fotoğraflarının stereoskopik incelemesi yapılması sureti ile taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün ve bitki örtüsünü oluşturan unsurların sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve varsa kullanım durumunun, tasarruf edilen yerlerden olup olmadıklarının detaylı olarak belirtildiği açıklamalı imzalı rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi gereğince … içi açıklık olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların … sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih
ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, ayrıca 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalılar yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı …’ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/03/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.