Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/12500 E. 2017/1638 K. 28.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12500
KARAR NO : 2017/1638
KARAR TARİHİ : 28.02.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı … Yönetimi vekili 20.12.2011 tarihli dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … mahallesinde kain 6326 ada 1 parsel sayılı taşınmazın … sınırları içerisinde kaldığından tapu kaydının iptali ile … vasfıyla … adına tescilini ve müdahalenin önlenmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili 01.10.2012 tarihli dilekçe ile … ve … Belediye Başkanlığına davanın ihbarını talep etmiştir.
Mahkemece, davanın … ve … açısından kayıt maliki olmamaları sebebiyle pasif dava ehliyetlerinin bulunmamasından dolayı husumetten reddine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile tamamının … vasfı ile … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş hüküm, davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ve tescil istemi ile müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce … kadastrosu ve 2/B uygulaması yapılmış ve 16.09.1982 tarihinde kesinleşmiş, çekişmeli parselin tamamı … tahdidi içinde bırakılmıştır. Ayrıca, 26.02.1976 tarihinde kesinleşen ve tescil edilen ilk tesis kadastrosu ile 17.10.2011 tarihinde kesinleşen 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan yenileme çalışmaları vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman … bilirkişi tarafından kesinleşmiş … tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın … tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.