Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/12409 E. 2017/3092 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12409
KARAR NO : 2017/3092
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Orman Yönetimi ve Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Çekişmeli …. köyü 426 parsel sayılı taşınmaz, 15.054 m² yüzölçümüyle, tarla niteliğiyle davalılar adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı Hazine, taşınmazın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu; Orman Yönetimi ise orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece davaların kabulüne, taşınmazın (B) harfi işaretli 2925 m² bölümünün orman niteliğiyle; (C) harfi ile işaretli 7938 m² bölümünün 2/B niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, davacılar Orman Yönetimi, Hazine ve davalılardan … vekili tarafından hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.05.2012 gün ve 2011/17197 E. – 7778 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “1) Davacı Hazine ve davalı … vekilinin temyiz itirazları bakımından; çekişmeli taşınmazın (B) bölümünün 1942 tahdidi içinde kaldığı, 1950 yılında makiye ayrılmadığı, bir an için makiye ayrıldığı düşünülse dahi eğiminin % 20-25 civarında ve muhafaza makisi niteliğinde olduğu, makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceğinin Y.İ.B.B.K.nın 22.03.1996 gün ve 5-11 sayılı ve HGK’nun YKD’nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararı ile kabul edildiği, çekişmeli taşınmaza ilişkin özel yasalar uyarınca oluşturulan tapu kaydının da bulunmadığı belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından (B) bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüme yönelik hükmün onanması gerekmiştir.
2) Taşınmazın, (C) işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; uzman bilirkişi tarafından (C) bölümünün 2/B sahasında olduğu belirlenmiştir.
19/04/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunla 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmıştır, bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için yerel mahkeme hükmünün (C) bölümü bakımından bozulması gerekmiştir.
3) Ayrıca 426 parselin çap sınırı içinde kaldığı ve davaya konu olduğu halde, (A) ve (D) bölümleri ile ilgili olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi doğru değildir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacı … Yönetiminin asıl ve birleştirilen 2005/441 sayılı davasının kabulüne, eylemli orman olduğu bilirkişi raporlarında belirtilen (B) harfi ile işaretli 2.925,83 m² kısım bakımından verilen ilk karar onanarak kesinleştiğinden, yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
426 sayılı parselin 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında orman niteliğini yitirdiği gerekçesiyle orman dışına çıkarılan ve krokide (C) harfi ile gösterilen 7.938,13 m² kısmının, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesine göre tapu maliki üzerinde bırakılması gerektiğinden, bu bölümde Hazinenin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılan orman kadastrosu, 22.07.1987 tarihinde ilân edilip kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması, 1956 yılında yapılan genel arazi kadastrosu vardır.
1) Davacı … Yönetiminin çekişmeli taşınmazın (C) işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece yapılan inceleme araştırma sonucu, çekişmeli taşınmazın (C) işaretli bölümünün P.VII numaralı 2/B poligonu içinde kaldığı ve eylemli orman niteliğinde olmadığı belirlenmiştir. 27.01.2009 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanunun 5. maddesiyle, 6831 sayılı Kanuna eklenen Ek 10. maddesi uyarınca, 4999 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 7. ve devamı maddeleri ile Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. ve 6831 sayılı Kanunun 11/5. maddesi gereğince “a) 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi, b) 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendi, uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan, ancak fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerler, talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilir.” hükmü gereğince, ancak eylemli orman niteliğindeki taşınmazların orman olarak tahsisine veya Hazine adına tapuya orman vasfıyla tesciline karar verilebilecektir. Bu nedenle Orman Yönetiminin (C) bölümüne yönelik temyiz itirazları yerinde olmadığından reddi gerekmiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; davacı Hazinenin bozma kararından sonra, 19/02/2013 günü verdiği ıslah dilekçesiyle, taşınmazın eylemli orman olan bölümlerinin bu nitelikle tesciline karar verilmesini talep ettiği, HMK 177. maddesinde ıslahın tahkikat sona erinceye kadar yapılabileceğinin düzenlendiği, bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı, kaldı ki (C) işaretli taşınmaz bölümünün eylemli orman niteliğinde de olmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak, (C) bölümü ile ilgili olarak mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa bozma kararları, bozmaya uyan mahkemeyi bağladığı gibi, karar lehine olan taraflar için de usulü kazanılmış hak oluşturur.
Şöyle ki; tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanunun 7-(1) maddesi; “İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır.” hükmü gereğince, mahkemece (C) işaretli bölüm hakkında “Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması;
Orman sınırları dışında kaldığı belirlenen ve çekişmeli 426 sayılı parselin çap sınırları içinde bulunan (A) ve (D) işaretli taşınmaz bölümleri hakkında da, olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11/04/2017 günü oybirliği ile karar verildi.