Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/11902 E. 2015/10207 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11902
KARAR NO : 2015/10207
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Foça Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2013/29-2013/164
DAVACI : Hazine
DAVALILAR : H.. A.. ve Ark.
DAVA KONUSU : F.. P.. mahallesi, 168 ada 4 sayılı parsel

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 07/04/2015 gün ve 2014/.. E. – 2015/.. K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı Hazine vekili ve davalı H.. T.. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı Hazine, davalılar adına özel mera olarak tapuda kayıtlı F.. ilçesi, F.. P.. mahallesi 168 ada 4 parsel sayılı 592,973 m² yüzölçümündeki taşınmazın, ikinci kez kadastroya tâbi olarak tesbitinin yapıldığından yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu, ayrıca, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar, Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 28.03.2012 gün 2011/.. – .. sayılı kararı ile hükmüne uyulan bozma kararında sair hususların incelenmediği belirtilmek suretiyle özetle; “…davacı Hazine tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiasında bulunulduğu ve bu tür iddiaları içeren davalarda, yargısal uygulamada istikrar kazandığı üzere, 10 yıllık hak düşürücü süre ile bağlı kalınmaksızın her zaman dava açılabileceği gözönünde bulundurularak mahkemece işin esası incelenerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi…” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, dava konusu taşınmazın kayıtlı mera olmadığı, kadimden beri kullanılan genel mera niteliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalılar H.. A.., A.. Ö.., S.. A.. ve H.. A.. mirasçıları C.. A.., A.. A.. ve S.. A.. K..’nun kendilerini vekille temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2, 12/1. maddesi ve üçüncü kısmına göre belirlenen 34.568.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından hükmün esasına ve vekâlet ücretine yönelik temyiz edilmekle Dairenin 07/04/2015 tarih ve 2014/.. E. – 2015/.. K. sayılı ilâmıyla “İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın kadim mera niteliğinde bulunmadığı, borçlanmak suretiyle Hazine tarafından satılan 02.11.1953 tarih 2 sıra sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı, tapu miktar fazlasının da Hazine tarafından borçlandırılmak suretiyle satıldığı ve bedelinin alındığı, asliye hukuk mahkemesinin 19.11.1975 tarih 1972/.. – .. sayılı kararı ile çekişmeli parselin 02.11.1953 tarih 2 sıra sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı belirlendiğinden, anılan hükmün davalı taraf yararına üstün delil niteliğinde olduğu, taşınmazın kadim mera niteliğinde bulunmadığı ve dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden nisbî vekâlet ücretine hükmedilmiş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına,” karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekilinin karar düzeltme dilekçesinde işin esasına ilişkin değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür.
Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanunada uygun bulunduğundan davacı Hazine vekilinin işin esasına ilişkin karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı H.. T.. vekilinin karar düzeltme istemlerine gelince; davalı H.. T.. adına davaya cevap vermiş olmalarına ve duruşmalara katılmalarına rağmen mahkemenin karar başlığında ve hüküm fıkrasında diğer davalılar ile birlikte isimlerinin zikredilmemiş olmasının usûl ve kanuna aykırı olduğunu, işin esasına ilişkin onama kararının doğru olduğunu, ancak bu maddi yanılgının düzeltilmesini istemiştir.
Maddi hata usûli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Av. N.. Ö.. ve Av. S.. A..’ın davalı H.. T.. vekili olarak dosyasına vekaletname sunmak suretiyle davaya cevap verdikleri ve duruşmalara katıldıkları dikkate alındığında hükmün vekâlet ücreti yönünden de infaza olanak vermesi için maddi hataya yönelik görülen mahkemenin karar başlığının ve hüküm fıkrasının bu nedenle düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: 1- Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan işin esasına ilişkin karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 248.00.- TL para cezasının Hazineden alınmasına,
2- Davalı H.. T.. vekilinin, vekâlete ve vekalet ücretine yönelik karar düzeltme istemlerinin kabulü ile mahkemenin 10/09/2013 tarih ve 2013/.. E. 2013/.. K. sayılı kararının davanın reddi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalılara vekalet ücreti takdirini içeren (4) numaralı bendin birinci satırında yer alan ”…S.. A….. ” isminden sonra gelmek üzere, ”…H.. T…” isminin yazılması suretiyle, ayrıca, karar başlığında (4) numaralı bentde ismi yazılan davalı H.. T..’ın vekilleri olarak Av. N.. Ö.. ve Av. S.. A..’ın isimlerinin yazılması suretiyle hüküm fıkrasının ve karar başlığının düzeltilmesine, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, onamaya ilişkin Yargıtay ilâmının da bu şekilde DÜZELTİLMESİNE, harcın istek halinde iadesine 02/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.