Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/11856 E. 2015/11602 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11856
KARAR NO : 2015/11602
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davacısı …, davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … köyü 159 ada 31 sayılı parsel eski değirmen yeri, 174 ada 32 sayılı parsel orman, 174 ada 154, 173 ve 174 sayılı parseller hali arazi, 176, 177 ve 178 sayılı parseller ham toprak vasfıyla Hazine adına, 174 ada 71, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 169 ve 172 parsel sayılı taşınmazlar davalılar adına tesbit edilmiştir.
… köyü 174 ada 34 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro sırasında tutanak düzenlenmemiş, taşınmazın komşu … köyünde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sırasında ölçümünün yapıldığı ve orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince, aktarma suretiyle parsel sayısı verilmiştir.
Davacı … 30.03.2006 tarihli dava dilekçesi ile; … ili, … ilçesi, … köyünde yapılan kadastro tespitleri esnasında dava dilekçesinde ve de dava dilekçesi ekindeki inceleme raporu krokilerinde belirtmiş oldukları OS noktaları arasında kalan taşınmazların 3402 sayılı Kadastro Kanununun değişik 5304 sayılı Kanunun 4/3. maddesi gereğince yapılan sınırlandırma esnasında orman sınırları dışında tespit edildiğini, orman sayılan taşınmazların tespitlerinin iptali ile orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmişlerdir.
Davacı … vekili 15.05.2006 günü açtığı dava ile, atalarından müvekkiline intikal eden dava dilekçesinde sınırları bildirilen 3 parça tarlanın orman parseli içinde tespit edildiğini iddia ederek yapılan bu tespitin iptali ile müvekkiline ait olan taşınmazların müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiş, dosyanın eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, davaya konu Karaman ili, … ilçesi, 159 ada 31 parsel, 174 ada 71, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 169, 172, 173, 174, 176, 177 ve 178 sayılı parsellere yönelik davanın kabulü ile, taşınmazların kadastro tespitinin iptaline, kadastro tutanağında yazılı diğer tüm hususlar aynı kalmak suretiyle ve de “orman” vasfıyla …si adına tapuya kayıt ve tesciline,
159 ada 32 parsele yönelik; asıl dosya davacısı …nin davasının hukukî menfaat yokluğundan reddine, birleşen dosya davacısı …’in davasının sübut bulmadığından reddine, taşınmazın tespit gibi “orman” vasfıyla …si adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı … tarafından 159 ada 32 ve 34 parsele, davalı … tarafından 174 ada 154, 173, 174, 176, 177 ve 178 parsel ve 159 ada 31 parsele, davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … tarafından 174 ada 71, 83, 97, 100, 101, 102, 149, 150 ve 151 sayılı parsellere yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılıp 28.02.2006 ilâ 30.03.2006 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu vardır.
1) Birleşen dosya davacısı …’in dava konusu 159 ada 32 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
Dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi heyeti tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılarak yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Birleşen dosya davacısı …’in dava konusu 159 ada 34 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
Dosya kapsamında 28.08.2013 tarihinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen 13.09.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporundan birleşen dosya davacısı …’in dava konusu ettiği 1 nolu parselin (A) harfi ile gösterilen 3498,24 m2, 2 nolu parselin (C) harfi ile gösterilen 1130,56 m2 bölümü ile 3 nolu parselin tamamının 159 ada 34 parsel, 1 nolu parselin (B) harfi ile gösterilen 3207,30 m2 ve 2 nolu parselin (D) harfi ile gösterilen 2648,53 m2 bölümünün 159 ada 32 parsel içinde kaldığı tespit edilmiştir.
Mahkemece birleşen dosya davacısı …’in dava konusu ettiği taşınmazların bir kısmının bulunduğu 159 ada 34 parsel sayılı taşınmaz hakkında herhangi bir araştırma yapılmamış olup dairemizin iade kararı sonrasında dosya kapsamına alınan bilgi ve belgelerden taşınmaz hakkında kadastro sırasında tutanak düzenlenmediği, kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince, aktarma suretiyle parsel sayısı verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından açılan davanın 159 ada 34 parsel sayılı taşınmazı da kapsadığı ancak bu parsel hakkında kadastro tutanağı tanzim edilmeyip aktarma suretiyle parsel numarası aldığı ve bu taşınmaza ilişkin ilk orman kadastrosunun kesinleşmiş bulunduğu dikkate alınarak, 159 ada 34 sayılı parsele ilişkin dava yönünden kadastro mahkemesinin görevsizliğine karar vermek gerekirken, bu taşınmaz hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmamış olması yerinde olmayıp bu eksiklik bozmayı gerektirmiştir.
3) Davalı …nin 174 ada 154, 173, 174, 176, 177 ve 178 parsel ve 159 ada 31 sayılı parsele, davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’ın 174 ada 71, 83, 97, 100, 101, 102, 149, 150 ve 151 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, davacı …nin temyize konu 174 ada 71, 83, 97, 100, 101, 102, 149, 150, 151, 154, 173, 174, 176, 177 ve 178 parsel ile 159 ada 31 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davası kabul edilerek taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar yerinde görülmemiştir.
Şöyle ki; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma, taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında yeterli değildir. Mahkemece alınan 13.06.2012 havale tarihli orman bilirkişi heyeti raporunda taşınmazların 1960 ve 1990 yılları memleket haritalarında kısmen beyaz renkli açık alanda kısmen de yeşil renkli alanda gözüktüğü belirtilmesine rağmen memleket haritalarının dayanağı 1957 ve 1988 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazların tamamının içinde yer yer çalılık ve münferit olarak dağılmış yapraklı orman ağaçları (meşeler ve yabani armut) bulunan alan içinde kaldığı belirtilmiş olup bilirkişi raporunda belgelerdeki bu farklılığın sebebi açıklanmamış, çelişki giderilmemiştir.
Ayrıca, hükme esas alınan 01.06.2012 havale tarihli zirai bilirkişi raporunda 174 ada 71, 83, 97, 149, 150, 151 ve 178 parsel sayılı taşınmazda hububat tarımı yapıldığı, keşif günü itibariyle ekili olduğu, 159 ada 31 parsel sayılı taşınmazda çok yaşlı kısmen kurumuş kısmende kurumaya yüz tutmuş ceviz, yaşlı 3-4 kavak, yer yer sürülmüş toprak yapısına sahip olup evveliyatında imar ve ihya faaliyetinde bulunulduğu, 174 ada 100, 101 ve 102 parsel sayılı taşınmazın toprak işlemesi yapılarak istifade edildiği ve üzerinde hububat anızları bulunduğu bildirildiği gibi 1960 yılı memleket haritasında da temyize konu taşınmazların kısmen beyaz renkli alanda bulunduğu tespit edildiğine göre taşınmazların evveliyatı itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususu dosya kapsamında netlik kazanmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde, mahkemece, dosya kapsamında bulunan memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ile birlikte önceki bilirkişiler dışında halen … Bakanlığı (… Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dosya kapsamında yer alan harita ve fotoğraflar, çekişmeli taşınmazlarla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 1/6/1988 gün ve 31/13 E. K.; 14/3/1989 gün ve 35/13 E. K. ve 13/6/1989 gün ve 7/25 E. K. sayılı kararlarıyla iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazların kesin ve gerçek eğimi belirlenmeli, … adına tespitli taşınmazlar da denetlenerek 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı olup olmadığı belirlenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritasıyla irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine (kadastro paftası yok ise, çekişmeli taşınmazların ölçekli krokisi), yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile; birleşen dosya davacısı …’in dava konusu 159 ada 32 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2) İki numaralı bentde gösterilen nedenler ile; birleşen dosya davacısı …’in dava konusu olduğu halde karar verilmeyen 159 ada 34 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3) Üç numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davalı …nin 174 ada 154, 173, 174, 176, 177 ve 178 parsel ve 159 ada 31 parsele, davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’ın 174 ada 71, 83, 97, 100, 101, 102, 149, 150 ve 151 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 23/11/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.