Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/11623 E. 2017/1158 K. 14.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11623
KARAR NO : 2017/1158
KARAR TARİHİ : 14.02.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2007 yılında kadastro sırasında … köyü 109 ada 4 parsel sayılı 17033 m² yüzölçümündeki taşınmaz, maliki bilinemediğinden tarla niteliğiyle … adına tespit edilerek tapuya tescil edilmiştir. Davacı 28/08/2013 havale tarihli dilekçesi ile … ilçesi, … köyünde bulunan 109 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında sehven … adına tespit edildiğini ancak taşınmazın adına tapulu olduğunu ve 1961 yılından beri taşınmazda nizasız ve fasılasız zilyetliği bulunduğunu belirterek taşınmazın tapusunun iptali ile adına tapuya tescilini talep etmiş, mahkemece açılan davanın kabulü ile … adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın tapusunun iptali ile davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede … kadastrosu ve genel arazi kadastrosu çalışmaları 2007 yılında 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun kapsamında yapılmıştır.
Çekişmeli taşınmazın sınırında bulunan 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın … vasfında bulunması ve ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın bitki örtüsünün komşu mera ve … parselleriyle benzerlik gösterdiğinin belirtilmesi karşısında çekişmeli taşınmaz hakkında usûlünce mera ve … araştırması yapılması zorunlu olduğu halde mahkemece böyle bir araştırma yapılmadığı gibi davacının dayandığı Mayıs 1961 tarih 10 cilt, 49 sayfa ve 11 sıra numaralı tapu kaydının, arazi kadastrosunda herhangi bir taşınmaza revizyon görüp görmediğinin Kadastro Müdürlüğünden sorularak, askı ilân tutanaklarının ve varsa tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmazın kadastro tespit tutanağı örneğinin dosyaya getirtilmeden hüküm kurulduğu görülmüştür. Eksik inceleme ile hüküm kurulumaz.
O halde, mahkemece, öncelikle davacının dayandığı Mayıs 1961 tarih 10 cilt, 49 sayfa ve 11 sıra numaralı tapu kaydının, arazi kadastrosunda herhangi bir taşınmaza revizyon görüp görmediğinin Kadastro Müdürlüğünden sorularak, askı ilân tutanaklarının ve varsa tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmazın kadastro tespit tutanağı örneğinin dosyaya getirtilmesi, taşınmazın bulunduğu yere ait en eski tarihli ve tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları, geniş pafta örneği ile çekişmeli taşınmazın komşu parselleri olan 101 ada 222, 453, 454, 455, 459 ve 461 ve 109 ada 6 ve 17, 103 ada 111 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanakları, kesinleşmiş ise tapu kayıtları ve varsa mahkeme dosyaları ile diğer dayanakları da ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen … ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman … mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi … olan bir yerin üzerindeki … bitki örtüsü
yokedilmiş olsa dahi, salt … toprağının … sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapıları, bitki örtüsü ve çevreleri incelenmeli; kesinleşmiş … kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman … bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı ile ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün ve bitki örtüsünü oluşturan unsurların sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık oranı, hâkim ağaç türü ve varsa kullanım durumu detaylı olarak belirtilip uygun rapor alınmalıdır.
Ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı mülkî amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve işlemler kesinleşmiş ise mera tahsis haritası ve eki belgeler getirtilmeli, yöreyi iyi bilen yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ile fen memuru ve ziraat bilirkişiler, tesbit bilirkişileri hazır olduğu halde dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte, mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı ve fen memuru eliyle her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktaları ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesi bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek beyanlar arasındaki çelişki giderilmeli, meraların 3402 sayılı Kanunun 18/2. maddesi gereğince zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı, aynı Kanunun 16/B maddesi gereğince özel siciline yazılması gerektiği düşünülmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin baskın olduğu ve zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı yönünden uzman ziraatçı bilirkişiden rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp ayrıca davacının dayandığı Mayıs 1961 tarih 10 cilt, 49 sayfa ve 11 sıra numaralı tapu kaydının keşif sırasında uygulanması ile toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece yukarıdaki yönlerde inceleme yapılmayarak eksik inceleme ile hüküm tesisi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle; davalı … temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14/02/2017 günü oy birliği ile karar verildi.