Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/11618 E. 2017/2534 K. 28.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11618
KARAR NO : 2017/2534
KARAR TARİHİ : 28.03.2017

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar … vekili ve … mirasçıları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacılar, asliye hukuk mahkemesine verdikleri dava dilekçesinde; sınırlarını bildirdikleri … köyünde bulunan taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemişlerdir.
Yargılama sırasında bölgede yapılan arazi kadastrosu çalışmalarında çekişmeli yerlerle ilgili 140 ada 1 ve 2, 139 ada 1 ve 157 ada 6 parsel numaraları verilerek kadastro tutanağı düzenlenince, dosya görevsizlik kararıyla kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 140 ada 2 nolu parselin hali arazi niteliğiyle … adına, 139 ada 1, 140 ada 1 ve 157 ada 1 sayılı parsellerin payları oranında davacılar adlarına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacılardan … ve arkadaşları ile davalı … tarafından temyizi üzerine yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/03/2013 gün ve 2012/13272 E-2013/2698 K sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “…Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazların güneyinde Devlet Ormanı olup, çekişmeli taşınmazların ormana bitişik olması sebebiyle … sayılan yerlerden olup olmadıkları ve hukuki durumları öncesi itibariyle araştırılmadığı gibi taşınmazların krokisine göre kuzeylerinde … Nehri olduğu halde, jeolog bilirkişiden, dere yatağı olup olmadıkları yönünde rapor alınmamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulamaz.
Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede daha önce … tahdidi yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılmamıştır. Tahdit yapılmışsa; kural olarak, bir yerin … olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Ancak, bu sınırlandırmada 4785 sayılı Kanun hükümlerinin nazara alınmış olması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Zira, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet ormanlarını belirlemiş olup; bu kanuna göre, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, sınır dışında kalan taşınmazların … niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların … olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanunlara göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece, öncelikle taşınmazların bulunduğu bölgede … kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, … sınırlandırılması 4785 sayılı Kanun hükümleri nazara alınarak yapılmış ve kesinleşmiş ise, haritası uygulanmak suretiyle; sınırlandırma, 4785 sayılı Kanun hükümleri nazara alınmadan 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış ve taşınmazlar, tahdit sınırları dışında kalıyor ise veya … sınırlaması kesinleşmemiş ya da sınırlandırma hiç yapılmamışsa, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 veya 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritası, topografik fotogrometri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları, komşu parsellere ilişkin kadastro tespit tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve … Bakanlığı (… ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman … yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir ziraat mühendisi, bir jeoloji mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi … olan bir yerin üzerindeki … bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt … toprağının … sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapıları, bitki örtüsü ve çevreleri incelenmeli; kesinleşmiş … kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman … bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazların miktarı ve konumuna göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince … içi açıklığı niteliğinde olup olmadığı, … içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilmeli; taşınmazların dere yatağı olup olmadığı yönünden jeolog bilirkişiden rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, (murisler) yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır…” hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan hargılama sonucu;
1-Davacılar …, … ve … … … köyü 140 ada 1 ve 2 , 139 ada 1, 157 ada 6 nolu parsellere ilişkin açmış oldukları davanın reddine,
2-Dava konusu 140 ada 2 nolu parselde tespit tarihi ve dava tarihine kadar gerçek kişi taraflar lehine zilyetlikle kazanım şartları oluşmadığından mülkiyet hakkının … lehine doğmuş olduğunun tespitine,
3-Dava konusu 140 ada 1 , 139 ada 1 , 157 ada 6 nolu parsellerde kadastro tespit tarihi ve dava tarihi itibariyle mülkiyet hakkının … mirasçıları lehine doğmuş olduğunun tespitine,
4-Dava konusu 140 ada 1 , 2 , 139 ada 1 , 157 ada 6 nolu parsellerin 3402 sayılı Kadastro Kanunun 16-c maddesi uyarınca tespit dışı bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı … … vekili ve davacı … …ya mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Yörede dava tarihinden sonra 2009 yılında 5304 sayılı Kanun uyaraınca yapılarak kesinleşen … kadastro çalışması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, dava konusu taşınmazların, uzman … bilirkişi tarafından, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada; … sayılmayan yerlerden oldukları ve jeolog bilirkişi raporuna göre taşınmazların 08/01/2013 tarihinde … Nehri üzerinde yer alan barajın su tutma işleminin başlanması ile tamamen su altında kalmış oldukları anlaşıldığından tescile tabi olmayan yerlerden oldukları belirlenerek tespit dışı bırakılmalarına ve ayrıca 140 ada 2 parsel yönünden su atında kalmadan önce imar ihya ve zilyetlikle kazanılma koşullarının kişiler yararına oluşmadığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan mülkiyet hakkının … lehine, diğer taşınmazların ise … ve onun ölümüyle de mirasçıları tarafından kullanıldığı ve bu kişiler yararına imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek mülkiyet hakkının … mirasçıları lehine doğmuş olduğunun tespitine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak mahkmece çekişmeli taşınmazların tescile tabi yerlerden olmadıkları belirlenerek tespit dışı bırakılmalarına karar verilmiş olmasına rağmen, kadastro tespitlerinin iptaline karar verilmemesi doğru değil ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 4. bendine “Dava konusu 140 ada 1 , 2 , 139 ada 1, 157 ada 6 nolu parsellerin” ibaresinden sonra gelmek üzere ” kadastro tespitlerinin iptali ile” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/03/2017 günü oy birliği ile karar verildi.