Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/11074 E. 2017/860 K. 07.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11074
KARAR NO : 2017/860
KARAR TARİHİ : 07.02.2017

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı … temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 18/08/2009 tarihli dilekçesinde; … ilçesi, … köyü, … mezrası, 101 ada 7, 11, 12 ve 14, 104 ada 2 ve 29, 108 ada 4 ve 27 ile 110 ada 9 parsel sayılı taşınmazların müvekkiline ait olduğunu ancak her nasılsa … adına ham toprak olarak tapuya tescil edildiklerini, halbuki bu taşınmazların müvekkilinin 30-40 yıldan beri tasarrufu ve kesintisiz zilyetinde tarım arazisi olarak kullanıldığını belirterek, tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 12/07/2012 havale tarihli dilekçesiyle ferağat ettiği 104 ada 2, 104 ada 29, 108 ada 4 ve 108 ada 27 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine; 101 ada 7, 101 ada 11, 101 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulü ile … adına mevcut tapu kayıtlarının iptaline davacı … adına tapuya kayıt ve tescillerine ve 110 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı … temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmü uyarınca yapılan … kadastrosu, 3402 sayılı Kanuna göre yapılan genel arazi kadastrosu ile aynı tarihlerde ilan edilerek 03/04/2007 tarihinde kesinleşmiştir.
1) Davacının hüküm kısmında gösterilmeyen çekişmeli taşınmazlardan 101 ada 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz itirazları yerinde olup bu yönden temyiz itirazlarının kabulüne, 110 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ise ekonomik anlamda tarım yapmaya elverişli arazi olmadığı belirlenmekle mahkemece kurulan hüküm yerinde olduğundan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı … hüküm kısmında gösterilmeyen çekişmeli taşınmazlardan 101 ada 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz itirazları yerinde olup, temyiz itirazlarının kabulüne; ayrıca 101 ada 7, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarına gelince mahkemece gerek 101 ada 14 parsel sayılı gerekse 101 ada 7, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyleki 04.11.2013 tarihli keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi beyanları yetersizdir, mahalli bilirkişiler beyanlarında taşınmazların 1990 yıllarında başlayan terör olayları nedeniyle kullanılmadıklarını söylemişler isede öncesinde ne şekilde, kimin tarafından kullanıldığı, kaç yıl kullanıldığı, imar ve ihya yapılıp yapılmadığı hususlarında bir soru sorulmamış, bu yönde bir açıklatma yaptırılmamıştır, 17.12.2013 tarihli ziraat bilirkişi raporunda da çekişmeli 101 ada 7, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazların ekonomik anlamda tarım yapmaya elverişli taşınmazlar olmadıkları belirtildiği halde mahkemece yetersiz ve eksik inceleme neticesinde davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazların davacı gerçek kişi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, … bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazları 1956, 1988 ve 2002 tarihli memleket haritaları üzerinde belirlemesine rağmen hava fotoğraflarını hiç incelenmemiş ve taşınmazların hava fotografları üzerinde gösterimi de yapılmadığından rapor içeriği de denetlenememiştir.
O halde; mahkemece, dava konusu taşınmazlara ait en eski memleket haritası olduğu belirtilen 1956 tarihli memleket haritası ile taşınmazların 1990 yılında başlayan terör olayları nedeniyle o günden bu yana kullanılmadıkları gözönüne alınarak terör olaylarının başlangıcından 15-20 yıl öncesine ait en az iki memleket haritası ile bu memleket haritalarının yapımına esas hava fotoğrafları dosya içerisine alındıktan sonra, daha önce keşfe katılmamış fen, … ve ziraat bilirkişileri eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, dava konusu taşınmaz üzerinde varsa ağaçların cinsleri, yaşları ve dağılımları konusunda bilirkişilerden inceleme elverişli ve kroki üzerinde ağaçların dağılımlarını gösterir rapor alınmalı, uzman ziraat mühendisinden; çekişmeli taşınmazların toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle ve taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor ekinde taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, dava konusu taşınmazların hem 1956 tarihli memleket haritasının hem de terör olaylarının başlangıcından 15-20 yıl öncesine ait en az iki memleket haritası ve yapımlarına esas hava fotoğrafları üzerinde streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak inceleme yapılarak taşınmazın niteliğini, konumu ve kullanım durumu, imar ve ihya ile zilyetliğin ne zaman başlayıp tamamlandığı kesin olarak belirlenmeli, kadastro paftası ile hava fotoğrafları; hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, ayrıca komşu taşınmazlara uygulanan kayıtlar keşif sırasında mahalli bilirkişiler yardımı ile tatbik edilerek bu kayıtların dava konusu taşınmazı ne olarak okudukları araştırılmalıdır.
Açıklanan yönteme göre yapılacak araştırma sonunda, parsellerin öncesinin … olmadığı anlaşılırsa, bu defa davacı gerçek kişi yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı; parselin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, davalı yerdeki kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; davacının belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden; çekişmeli taşınmazlar dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtığı bir başka tescil davasının bulunup bulunmadığı hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli; tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının 110 ada 9 parsel yönünden yerinde olmayan temyiz itirazların reddine hükmün bu parsel yönünden ONANMASINA; davacı ve davalı … hükümde gösterilmeyen, 101 ada 14 sayılı parsel yönünden temyiz taleplerinin ve davalı … 101 ada 7, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyizinin kabulü ile hükmün 101 ada 7, 11, 12 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.