Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/10599 E. 2017/3369 K. 18.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10599
KARAR NO : 2017/3369
KARAR TARİHİ : 18.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı …ile davalı-birleştirilen dosya davacısı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dileklerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 20.11.2013 havale tarihli dilekçesi ile; müvekkil şirket ile … arasında Yetkili Satıcılık Sözleşmesi akdedildiği, … …’ın söz konusu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinin teminatını teşkil etmek üzere de …’a ait … ili, … ilçesi, … köyü, Haneavlusu mevkii cilt no:61, sahife no:30, sıra no:4’de kayıtlı tarla niteliğindeki taşınmaz üzerine 1. Derecede 60.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, borçluların muaccel hale gelmiş olan borçlarını ödememesi üzerine … 34. Noterliği’nin 21.10.2010 tarih ve 31955 sayılı ihtarnamesi ile 18.10.2010 tarihi itibarı ile 338.830,96 TL’nin ödenmesini talep ettiklerini ancak borcun ödenmediğini, alacaklarının tahsili için taşınmaz üzerinde 60.000 TL tutarlı ipotek tesis edilen … ve asıl borçlu … … hakkında … 10. İcra Müdürlüğü’nün 2010/5359 E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip açıldığını, İKK’nun 150/C maddesi gereğince satışa arz şerhinin işlenmesi için … Tapu Müdürlüğüne ve ipotekli taşınmazın kıymet takdirinin yapılması için de … İcra Müdürlüğüne talimat gönderildiğini, … İcra Müdürlüğünce 2010/205 Tal. sayılı dosyasından kıymet takdiri yapılmasına ilişkin olarak başlatılan işlemler zımmında … Kadastro Müdürlüğü ve … Tapu Müdürlüğüne gönderilen müzekkerelere verilen cevaplarda; … Kadastro Müdürlüğü tarafından taşınmazın bulunduğu … Köyü’nde kadastro çalışmalarının 07.08.2007 tarihinde kesinleşerek tüm evrakların … Tapu Müdürlüğüne devredildiğini, kök tapu kaydının kayıtlarında olmadığının bildirildiğini, … Tapu Sicil Müdürlüğü’nce de kadastro çalışmaları sonucu tapu kaydının akıbetinin bilinmediğinin bildirildiğini, ilgili tapu müdürlüğü tarafından yapılan bu hatalı işlemler sonucu müvekkil şirket lehine tesis olunan 1. Derecedeki 60.000 TL’lik ipotek kaydı ortadan kalktığından, alacaklarının tahsili amacıyla … 10. İcra Müdürlüğünün 2010/5359 E. sayılı dosyası ile ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinin de sonuçsuz kaldığını ve dolayısıyla da müvekkil şirketin zarara uğradığını, söz konusu zararlarının giderimi amacıyla , öncelikle … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/9 E. sayılı dosyası ile dava açılarak “Hatalı Tapu Kaydının Düzeltilmesi” talep edilmiş ise de, mahkemece “ İpotek Senedine konu edilen arazinin kadastro tespitinden sonra hangi araziye tekabül ettiğinin tespit edilemediği, arazinin kadastro tespitinden sonra hangi ada ve parsel numarasını aldığı tespit edilemediğinden tapu
kaydında düzeltilmesi gerekli bir durum olup olmadığının da belirlenemediği” gerekçesiyle 2012/182 sayılı kararı ile davalarının reddedildiğini ve kararın da kesinleştiğini, davalı tapu müdürlüğünün hukuka aykırı eylemi ile meydana gelen zarar arasında doğrudan bir illiyet olduğunu, müvekkil şirketin ipotek limiti ile sınırlı olmak koşulu ile taşınmazın satış değeri kadar zarara uğradığını, mahkemece gerekli görülürse tapu kayıtları ve dosya üzerinden yapılacak bilirkişi incelemesi ve toplanacak diğer deliller ile uğranılan zararın ayrıca kanıtlanacağını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 60.000 TL tazminatın davalı taraftan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleştirilen 2014/186 Esas sayılı dava dosyasında verilen 12/12/2014 havale tarihli dava dilekçesinde davacı … özetle; davalı …’ın … ilçesi, … köyü, Haneavlağusu mevkiinde bulunan 27.785.00 m2’lik taşınmazı üzerine … Dayanıklı Tüketim Paz. A.Ş lehine 24.12.2003 tarihinde 60.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, davaya esas taşınmazın 2007 yılında kadastro tespiti gördüğünü, kadastro tespiti sırasında söz konusu arazide bulunan tapu kaydına ipotek şerhi işlenmediğini, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/9 Esas, 2012/182 sayılı kararına istinaden davacı … Dayanıklı Tüketim Malları A.Ş vekili Av. … tarafından açılan tapu düzeltim davasında arazide keşif yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, ipotekli tapu kaydı kadastro bilirkişileri marifetiyle zemine uygulanarak 107 ada 40 nolu parseli kapsamı içersine aldığını, bu parselin ipotek borçlusu … oğlu … adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, bu nedenle ipotekli bulunan tapu kaydını kadastro çalışma alanı defterine aktarılmasında oluşan problem nedeniyle zabıt kayıt defterinde bulunan kaydının ilgili bölümünde kadastro müdürlüğü tarafından çıkartıldığını gösteren belirtme yapılmasına rağmen, … köyü çalışma alanı tapu kayıt defterinde kaydın bulunmadığını, dolayısıyla kadastro çalışmalarının bitiminde düzenlenen uygulanmayan tapu kayıtları listesine kaydın alınmadığı ve herhangi bir parsele de uygulanmadığının görüldüğünü, … Tapu ve Kadastro X. Bölge Müdürlüğü tarafından Mal Müdürlüğüne gönderilen ve ekte sunulan 12.11.2014 sayılı yazının Hukuki Mukteza Tayini bölümünde de belirtildiği gibi davaya konu esas tapu kaydının, ipotek borçlusuna ait … köyüne ait 107 ada 40 sayılı parseli hudut ve mevki itibarı ile kapsadığını, söz konusu tapu kaydı üzerinde bulunan ipoteğin ipotek borçlusu … oğlu … tarafından 107 ada 40 parsele aktarılması hususunda muvafakat edeceğini beyan ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, söz konusu … köyü Haneağlağusu mevkii cilt no:61, sayfa no:30 sıra no: 4 (5) te kayıtlı olan 28.775 m2 yüzölçümündeki … Tapu kütüğündeki … Dayanıklı Tüketim Pazarlama A.Ş lehine tesis edilen 24.12.2003 tarih ve 622 yevmiye numaralı ipotek kaydının 107 ada 40 sayılı parselin tapu kütüğü kaydına aktarılmasına, dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Mahkemece birleşen dosyalar üzerinden yapılan yargılama sonucu; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne,
… ili, … ilçesi, … mahallesi 107 ada 40 parsel sayılı taşınmazın gayrimenkul rehin hakları hanesine “… Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama A.Ş lehine, 60.000,00 TL miktarlı, faizsiz, 1. derecede, F.B.K (Fekki Bildirilinceye Kadar), 24/12/2003 tesis tarihli, 622 yevmiye numarası ile “İpoteğin kayıt ve tesciline, karar verilmiş, hüküm davacı …Ş. tarafından esasa yönelik olarak ve davalı-birleşen dosya davacısı … vekili tarafından ise yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Asıl dava, TMK’nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine, birleştirilen 2014/186 Esas sayılı dava ise tapu kaydına ipoteğin tescili talebine ilişkindir.
Davacı …Ş. asıl davada, ipotek alacaklısı olduğunu, borçlu adına olan tapu kaydına işlenen ipotek şerhinin bulunduğunu, ancak ipotek kaydı olan tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görmemiş olması nedeni ile alacağını elde edemediğinden bahisle tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın tazmini amacıyla davalı … husumet yöneltmek sureti ile tazminat davası açmış, davalı … ise birleştirilen dosyada kadastro sırasında revizyon görmeyen
ve ipotek kaydı olan tapu kaydının 107 ada 40 parseli kapsadığını belirterek … A.Ş. lehine tesis edilen ipotek kaydının 107 ada 40 parsel sayılı taşınmaza aktarılmasına karar verilmesi talepli karşı dava açmış davasını ipotek borçlusu …’a yöneltmiş, birleşen dava … A.Ş.ye ihbar edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının yanlış tutulması nedeniyle, tazminat talep eden kişinin bu davaya açabilmesinin ilk koşulu, davacının tapu sicilinin yanlış tutulması nedeni ile zarara uğramış olmasıdır.
Somut olayda davacı borçlu adına kayıtlı haneavlusu mevkii cilt no 61, sahife no 30,sıra no 4’te kayıtlı taşınmaza 1. derece 60000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ancak daha sonra taşınmazın olduğu yerde kadastro çalışmaları yapıldığını, tapu kaydının akıbeti bilinemediğinden alacağını elde edemediğini, icra takibinin sonuçsuz kaldığını iddia ederek tapu sicil müdürlüğünün hukuka aykırı eylemi nedeni ile tazminat talep etmişse de, davacının ipotek tesis edilen tapu kaydının ait olduğunu iddia ettiği taşınmaza ipoteğin işlenmesi için dava açabileceği, ipotek kaydının işlenmesi ile alacağını elde edebileceği bu durumda davacının zararının henüz doğmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar verilmesi sonuç itibari ile doğrudur.
Birleştirilen dava dosyası bakımından yapılan incelemede ise;
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
Bu durumda birleştirilen dosya davacısı … ipotek borçlusu ya da ipotek alacaklısı olmadığı halde söz konusu ipoteğin davalı-borçlu adına kayıtlı 107 ada 40 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına aktarılmasını isteme hakkına sahip olmadığından birleşen dosya davacısı … davasının aktif dava ehliyeti yokluğu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek, davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, hükmü temyiz etme hakkı, temyizde hukuki yararı bulunmak kaydıyla davanın taraflarına ve aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere ait olduğundan birleşen dosyada kurulan hükmün … A.Ş.’nin temyiz itirazları doğrultusunda bozulmasına karar verilmiştir.
Kabule göre de; asıl davanın reddine karar verildiği halde davalı … aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı …Ş. ve davalı … temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/04/2017 günü oy birliği ile karar verildi.