Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/10591 E. 2015/9054 K. 13.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10591
KARAR NO : 2015/9054
KARAR TARİHİ : 13.10.2015

MAHKEMESİ : Ankara 11. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2014/1682-2014/1953

Taraflar arasında görülen davada Ankara 11. Tüketici Mahkemesi ve Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı 01.04.2011 tarihli dilekçe ile; davalılardan yüklenici V..Bir Gıda İnş. Nak. İhr. İth. San. ve Tic. Ltd. Şti’den 10873 ada 4 sayılı parseldeki 5 nolu daireyi satın aldığını, dairenin tapusunun verilmemesi üzerine yüklenici aleyhine açtığı tapu iptali ve tescili olmazsa bedel istekli davanın Ankara 1. Tüketici Mahkemesi tarafından bedel yönünden kabulüne karar verildiğini, anılan kararın infazı için yaptığı icra takibi kesinleştiği halde borcun ödenmediğini belirterek, alacağın tahsili amacıyla aldığı yetki belgesine istinaden 5 nolu dairenin maliki K.. İ.. adına kayıtlı tapunun iptal edilerek, yüklenici şirket adına tescili istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi, “…davacının 6502 sayılı Kanunun 3/k maddesine göre tüketici sayıldığından davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Ankara 11. Tüketici Mahkemesi ise; “…davacının, icra müdürlüğünce verilen yetki belgesine istinaden yüklenicinin halefi sıfatıyla yüklenici ile arsa sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden arsa sahibi aleyhine dava açtığından davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Somut olayda davacı, icra müdürlüğünden aldığı yetki belgesine istinaden yüklenicinin halefi sıfatıyla arsa payı inşaat sözleşmesine dayalı olarak arsa malikleri aleyhine iptali ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.” şeklinde açıklandıktan sonra, 2. maddesinde “Bu Kanun, 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine aynı Kanunun “Tanımlar” başlıklı 4822 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin (e) bendinde tüketicinin, “Bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan ve yararlanan gerçek ve tüzel kişiyi”; (h) bendinde tüketici işleminin, “Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukukî işlemi”, (f) bendinde satıcının, “Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek ve tüzel kişileri”; (c) bendinde ise malın, “Alış-verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları” ifade edeceği belirtilmiştir. 23. maddesinde de, bu Kanunun uygulaması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı, düzenlemesine yer verilmiştir.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK’nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibi, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketici Kanununun 3/1-k maddesindeki ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Kanunun 3/e maddesindeki tüketici tanımına uymamaktadır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin Tüketici Kanununda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 (mülga 6070) sayılı Kanunda, kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir.
Bu durumda eldeki davada uyuşmazlık Tüketici Kanunu kapsamında kalmadığından, davanın genel hükümlere göre dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nın 1-8. maddeleri uyarınca dava değeri itibariyle asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.