Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/10590 E. 2017/3728 K. 27.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10590
KARAR NO : 2017/3728
KARAR TARİHİ : 27.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili 19.09.2013 tarihli dilekçe ile; müvekkilleri adına kayıtlı … ilçesi Paskaldere mevkii 1795 ada 9, 10, 1797 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tamamının … olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapularının iptaline karar verildiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 50.000 TL tazminatın faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 18.05.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle 199.984,48 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı …; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne, 199.984,48 TL tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan inceleme araştırma hükme yeterli değildir: Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1957 yılında yapılan kadastro sırasında … ilçesi Paskaldere mevkii 559 parsel sayılı 13.800 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşan tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile … adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra 1795 ada 9, 10, 1797 ada 10 ve 11 ve dava dışı parsellere ayrıldığı, 1795 ada 9 ve 10, 1797 ada 10 ve 11 parsel sayılı sırasıyla 300,60 m2, 321,50 m2, 440,90 m2, 326,80 m2 yüzölçümlü taşınmazların arsa niteliği ile davacılar adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, 1795 ada 9 parselin beyanlar hanesinde … Genel Müdürlüğü lehine 74,28 m2 irtifak hakkı, 1795 ada 10 parselin beyanlar hanesinde … Genel Müdürlüğü lehine 321,44 m2 irtifak hakkı, 1797 ada 10 parselin beyanlar hanesinde … Genel Müdürlüğü lehine 331,73 m2 irtifak hakkı, 1797 ada 11 parselin beyanlar hanesinde … Genel Müdürlüğü lehine 20,41 m2 irtifak hakkı şerhinin 27.09.2007 tarihinde konulduğu, … Yönetimi tarafından açılan dava üzerine … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/264E-2010/356K sayılı ilamıyla 1795 ada 9, 1797 ada 10 ve 11 sayılı parsellerin tamamının, 1795 ada 10 parselin 182,13 m2 yüzölçümlü kesiminin 2/B alanında, 1795 ada 10 parselin 139,37 m2 yüzölçümlü bölümünün … tahdidi içinde kaldığı, ancak tüm parsellerin muhafaza makisi oldukları, … niteliğinde bulundukları
gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptal edilerek … niteliği ile … adına tapuya tescillerine karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 07.05.2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 19.09.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. – 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. – 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. – 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
Somut olaya gelince ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişiler adlarına oluşturulduğu bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK’nun 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararlarının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Davacıların zararı, tapu iptaline ilişkin davaların kesinleştiği 07.05.2013 tarihinde oluşmuş olup, mahkemece bu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınması gerekmektedir.
Ne var ki; hükme dayanak yapılan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda; çekişmeli taşınmazların 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde olduğu, ancak uygulama görmediğinden … düşülmediğinden kadastral arsa niteliğinde bulundukları belirterek emsal karşılaştırması yöntemiyle dava tarihindeki değerleri belirlenmiş, 1795 ada 10 parselde 321,46 m2, 1797 ada 10 parselde 331,73 m2, 1797 ada 11 parselde 20,41 m2 … lehine irtifak hakkı tesis edildiği, 1795 ada 10 ve 1797 ada 10 parsellerin ortasından irtifak hakkı tesis edildiğinden %15 değer azalışı olduğu, 1797 ada 11 parselin yanından irtifak hakkı tesis edildiğinden %5 oranında değer azalışı olduğu açıklanarak tespit edilen tazminat miktarından belirtilen oranlarda indirim yapılmak suretiyle toplam 199.984,48 TL tazminat belirlenmiştir.1795 ada 9 parselin beyanlar hanesindede … lehine 74,28m2 irtifak hakkı tesis edildiği yönünde şerh bulunduğu ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda anılan parselde de irtifak tesis edildiği belirtildiği halde 1795 ada 9 parsel yönünden değer düşüklüğü uygulanmamış, hangi sebeple değer düşüklüğü uygulanmadığı yönünde açıklamada yapılmamıştır. 321,50 m2 yüzölçümlü 1795 ada 10 parselin beyanlar hanesinde … Genel Müdürlüğü lehine 321,44 m2 irtifak hakkı, 440,90 m2 yüzölçümlü 1797 ada 10 parselin beyanlar hanesinde … Genel Müdürlüğü lehine 331,73 m2 irtifak hakkı şerhi bulunduğu halde hangi sebeple %15 değer düşüklüğü uygulandığı da anlaşılamamaktadır. Bunlardan ayrı kabule göre de emsal alınan taşınmazın imar durumu, çekişmeli taşınmazlar ile emsal alınan taşınmazda … kesintisi yapılıp yapılmadığı, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu
tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri belediyeden sorulmadığı, emsal alınan taşınmaza ait satış akit tablosu tapu müdürlüğünden getirtilmediğinden bilirkişi raporu da denetlenememektedir. Bu durumda somut olayda davaya konu taşınmazların değerinin yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
Diğer taraftan davacının dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde faiz isteminde bulunduğu, mahkemece de kısa kararda davanın kabulüne denildiği halde gerekçeli kararda faiz isteğine ilişkin olumlu veya olumsuz hüküm kurulmaması da isabetsizdir.
Bu nedenle, mahkemece arsa niteliğinde bulunan dava konusu taşınmazlara yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazlardan … payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmazlar ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re’sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu sicil müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazlara ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazların, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazların ve emsal alınan taşınmaz/taşınmazların değerlendirme (07.05.2013) tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazların ise kadastral arsa parseli olduklarının belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazların emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması yine çekişmeli taşınmazların beyanlar hanesinde … lehine irtifak hakkı şerhi bulunduğundan irtifak alanının miktarı, geçtiği güzergah vb. hususlar gözetilerek irtifak sebebiyle değer düşüklüğü uygulanması gerektiğinin gözetilmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27.04.2017 günü oy birliği ile karar verildi.