Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/10396 E. 2015/9015 K. 13.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10396
KARAR NO : 2015/9015
KARAR TARİHİ : 13.10.2015

MAHKEMESİ : Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2015
NUMARASI : 2015/69 – 2015/166

Taraflar arasında görülen davada Tosya Asliye Hukuk ve Kastamonu Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı 30.10.2014 tarihli dilekçe ile; kadastro sırasında 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazın dedesi R.. Ç.., 119 ada 18 parselin ise babaannesi F. Ç. adına tespit edildiğini, Recep ve F. Ç. mirasçılarının 113 ada 2 ve 119 ada 18 parsel sayılı taşınmazları Arif Çavuş’a verdiklerine dair 30.10.1981 tarihli senet düzenlediklerini ileri sürerek anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptal edilerek babası A.Ç. mirasçıları adlarına tapuya tescili istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır.
Kastamonu Kadastro Mahkemesi; “…davanın askı süresinden sonra açıldığından davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise; “…dava konusu yerde 3402 sayılı Kanunun 22/A maddesi uyarınca uygulama çalışması yapıldığından, dava da uygulama kadastrosunun askı süresi içinde açıldığından davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait bulunduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ile kadastro mahkemesinde bakılacak dava türleri ise aynı Kanunun 27. maddesinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemelere göre askı ilân süresi içinde açılan tesbite itiraz davaları ile 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesi uyarınca askı ilân süresi içinde açılan orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz davalarının kadastro mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması zorunludur.
3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan tesbitte; taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritalar düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir. Yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir.
Somut olayda; 2008 yılında yapılıp 28.05.2009 – 26.06.2009 tarih aralığında ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında 113 ada 2 parselin R.. Ç.., 119 ada 18 parselin F. Ç. adına tespit edildikleri, itiraz edilmediğinden 29.06.2009 tarihinde tutanakların kesinleştiği ve tapuda tescil işlemlerinin yapıldığı, davanın askı süresinden sonra 30.10.2014 tarihinde açıldığı, yörede 2014 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca uygulama (yenileme) kadastrosunun yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, 30.10.1981 tarihli senede tutunarak tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki davayı açmıştır. Bu durumda dava, uygulama kadastrosuna yönelik olmayıp 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık süre içinde açılan kadastro öncesi hukuksal nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğundan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Tosya Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13.10.2015 gününde oy birliği ile karar verildi.