Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/10372 E. 2015/10841 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10372
KARAR NO : 2015/10841
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bulancak Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2015
NUMARASI : 2015/17-2015/87
DAVACI : Ü.. A..
DAVALI : S.. Ö..

Taraflar arasında görülen davada Bulancak Kadastro Mahkemesi ve Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı 19.12.2012 tarihli dilekçe ile; P.. ilçesi merkez 573 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan evin birinci katının kendisine ait olduğunu, davalı ile boşandıkları halde evde davalının oturduğunu belirterek, davalının tahliyesine karar verilmesi istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesi, “…davaya konu 573 sayılı parsel hakkında kadastro mahkemesinde 2012/.. Esasta dava bulunduğundan davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu…” gerekçesiyle;
Bulancak Kadastro Mahkemesi ise, “…davalının, 573 sayılı parselde mülkiyet iddiasının bulunmadığı, 2012/.. Esas sayılı davada davalının taraf olmadığı, tahliye isteğine ilişkin davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu…” gerekçesiyle, görevsizlik kararı vermiş; kararlar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Dosya kapsamından; 1978 yılında yapılan kadastro sırasında 573 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine istinaden tarla ve kargir ev niteliği ile davacının murisi B.. A.. adına tespit edildiği, dava dışı gerçek kişilerin itirazı üzerine kadastro mahkemesinin 2012/.. Esasında davalı olduğu, davacı ile davalının 23.11.2012 tarihinde boşandıkları, davalının halen 573 sayılı parsel üzerinde bulunan 2 katlı evin birinci katında oturduğu, davacının evin kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, davalının da asliye hukuk mahkemesinin 2012/.. Esas sayılı dosyasında 27.12.2013 tarihli oturumda evi kendisinin yaptırdığını belirttiği, çekişmeli yerin tarafların evlilik birliği süresince birlikte oturdukları mesken olduğu, davacı ve davalı arasında sözlü veya yazılı kira sözleşmesinin bulunmadığı, bu yönde bir iddia ve savunmanın da olmadığı anlaşılmaktadır. Dava her ne kadar tahliye isteğiyle açılmış ise de, 6100 sayılı HMK’nın 33. (1086 sayılı HUMK 76.) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara hukukî nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. İddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyadaki mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde eldeki dava, muhdesata yönelik elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davacının ve davalının 573 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesata (iki katlı evin birinci katına) yönelik mülkiyet iddiası bulunduğundan, muhdesatın yeraldığı 573 sayılı parsel de Kadastro Mahkemesinin 2012/.. Esasında davalı olduğundan eldeki dava, 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi uyarınca Kadasro Mahkemesindeki davaya katılma niteliğindedir. 3402 sayılı Kanunun 19/2. maddesi uyarınca muhdesata yönelik uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesindeki 2012/.. Esas sayılı dava ile birlikte görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu durumda görevli mahkeme Bulancak Kadastro Mahkemesidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Bulancak Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.