Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2015/10354 E. 2015/9072 K. 13.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10354
KARAR NO : 2015/9072
KARAR TARİHİ : 13.10.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2012/564-2012/1173

Taraflar arasındaki davada, Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi’nce ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü;

K A R A R

Dava, gerçekleşen hırsızlık olayı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Asliye hukuk mahkemesince, somut olayda davacıların davalı şirketin kusurlu hizmet sunması nedeni ile uğradıkları zararın tazminini istedikleri, 4077 sayılı Kanun kapsamında kalan bir hukukî ilişki bulunduğu ve tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Tüketici mahkemesince ise, ayıplı hizmet nedeni ile zarar gördüğünü iddia eden davacının şirket ve tacir olduğu, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı ve kanunun aradığı anlamda tüketici işlemi bulunmadığı gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, 1 inci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde ” Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi ” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda; davacı Ç.. Ç..’in diğer davacı He. Isı Doğalgaz ve Isı Sistemleri Ltd. Şti.’de çalıştığı, davacı gerçek kişinin, davacı şirkete ait aracı kendi oturduğu siteye park ettiği, araç site otoparkında park halinde iken, camının kırılarak içerisinden araç ve gereçlerle birlikte bir kısım eşyaların çalındığı, davanın, davacılarca hırsızlık olayında davalıların kusurunun bulunduğu iddiasıyla, uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır. Tazminat isteminin kaynağı olan olayda taraflar arasında 4077 sayılı Kanun anlamında bir mal veya hizmet satışına dair bir ilişki bulunmadığı gibi söz konusu eser sözleşmesi de davalı site yönetimi ile davalı şirket arasında yapılmış olup davacılar bu sözleşmenin tarafı değildir. Bu durumda haksız fiilden kaynaklanan ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.