Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/9853 E. 2014/10384 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9853
KARAR NO : 2014/10384
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2013
NUMARASI : 2010/248-2013/555

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, … Köyü 220 parselde kayıtlı taşınmazın 9/48 hissesinin eşi muris Sevime’ye kayıtlı iken 28/03/2003 tarihinde taşınmazın tapu kaydına orman şerhi konulduğunu belirterek, taşınmazın orman ile ilgisi olmadığı iddiasıyla orman şerhinin kaldırılması istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazın orman ile ilgisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 220 sayılı parselde kayıtlı taşınmaz üzerine konan “ormandır” şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydı üzerine konulan orman şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1744 sayılı Kanuna göre 1979 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması ile 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 13/04/1989 tarihinde ilân edilip kesinleşen 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece, kesinleşmiş orman kadastro haritası ve tapulama paftasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu orman bilirkişisi O. Y..tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında olduğu bildirilmişse de, orman kadastro çalışma tutanaklarının ve haritasının incelenmesinde; 24/a ve 24/b nolu orman sınır noktalarını birleştiren hat ile orman bilirkişi tarafından düzenlenen krokide gösterilen hat benzerlik göstermemektedir, bu hali ile raporun denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, orman kadastro tutanaklarında 220 sayılı parselin yamaç kısmının orman sayılan yerlerden olduğunun bildirildiği anlaşılmakla, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde; öncelikle, dava konusu taşınmaza yönelik Orman Yönetiminin açmış olduğu bir dava olup olmadığı araştırılarak, şayet Orman Yönetiminin dava konusu taşınmaza karşı açtığı dava var ise, eldeki dava ile birleştirilmeli, daha sonra yörede yapılıp kesinleşen orman kadastro, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkartma haritaları, işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarını askı ilân tutanakları, ile kadastro paftası bulundukları yerlerden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 – 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklayıcı kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 10/12/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.