Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/9654 E. 2014/10391 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9654
KARAR NO : 2014/10391
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2012
NUMARASI : 2007/101-2012/45

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Ş.. Ş.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 1972 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında … Köyü 295 ada 8 parsel sayılı 36.399 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Kasım 1953 tarih ve 67 numaralı tapu kaydı nedeniyle davalı adına tesbit edilip kesinleşmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, 03/05/1993 havale tarihli dilekçesinde, taşınmazın 7717 m2’lik kısmın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu kaydının bu bölümüne ilişkin tapu iptali tescil davası açmış, davacı Hazine çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla tescili için ayrı dava açmıştır.
Orman Yönetimi ve Hazine tarafından ayrı ayrı açılan dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/11/2006 tarih 1993/178 E.- 2006/380 K. sayılı kararında, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu çalışmaları başladığından eldeki davanın orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğünden, kadastro mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkin davanın dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Kadastro mahkemesince Orman Yönetimi ve Hazinenin davasının kabulüne, Sarıkorkmaz Mahallesi 295 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1991 yılında yapılıp 30.08.1994 ilâ 28.09.1994 tarihleri arasında ilân edilen ve eldeki bu dava nedeniyle çekişmeli taşınmaz yönünden kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, davaya konu edilen taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan 08/12/2011 tarihli orman bilirkişi kurulu raporu ile Dairenin iade kararı sonrasında alınan 08/04/2014 tarihli ek raporda çekişmeli taşınmazın 1960 ve 1982 tarihli memleket haritalarında yarıdan fazlasının yeşil renkli çalılık geri kalan kısmının ise münferit orman ağacı rumuzlu alanda, 1944 tarihli hava fotoğraflarında ise kısmen ormanlık alanda kısmen de açık alanda kaldığı açıklandıktan sonra taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu açıklanmış; mahkemece de bu doğrultuda hüküm kurulmuştur. Ancak, bilirkişiler tarafından yapılan uygulamanın denetlenmesinde 1944 tarihli hava fotoğrafı üzerinde yapılan aplikasyonda çekişmeli taşınmazın güneybatı kısmında bulunan bölümü ormansız açık alanda görülmektedir. Yine raporda bu kısımda muhtelif yaşlarda fındık ve meyve ağaçlarının bulunduğu belirtilmiştir. Bu durumda rapor kendi içinde çelişkili ve yetersizdir.
Bu nedenle; mahkemece çekişmeli taşınmaza bitişik parsellere ait tutanaklar ile davalı olmaları halinde ilgili dava dosyaları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Ayrıca, eldeki davanın orman kadastrosuna itiraz davası olduğu, tapu iptali ve tescil talebi yönünden Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın halen derdest bulunduğu gözönünde bulundurularak orman kadastrosuna itiraz davasında yapılacak araştırmanın sonucuna göre orman kadastrosunun iptali ya da bu istemin reddi ile yetinilmesi gerekirken, mahkemece, tescil kararı verilmesi de usûl ve kanuna aykırıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 10/12/2014 günü oy birliği ile karar verildi.