Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/965 E. 2014/2464 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/965
KARAR NO : 2014/2464
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

MAHKEMESİ : Dereli Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 20/01/1971
NUMARASI : 1968/24 – 1971/8

Taraflar arasındaki tapulama tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı – davalı Gençağa Kır mirasçıları A.. K.. ve C.. K.. ile davalı İ.. K.. mirasçısı Y.. K.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında D.. İlçesi, .. Köyü 180 parsel sayılı 89.880 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kayıtları uygulanarak, fındık bahçesi, koruluk ve kısmen tarla niteliği ile Ş..K.. ve arkadaşları adına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetiminin, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla yaptığı itirazı ve davacı-davalılar H.. S.., H.. S.., G.. K.., Ş.. K.. ve F. K..’ın itirazları üzerine, Kadastro Komisyonu 766 sayılı Kanunun 29. maddesi hükmünce yetkisizlik kararı vererek tutanak ve eklerini kadastro mahkemesine göndermiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 180 sayılı parselin tesbit harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalılardan İ.. K.., davacı/davalı G.. K.. mirasçıları A.. K.., C.. K.. ve davalı İsmail Kır ve mirasçısı Y.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapulama tesbitine itiraz niteliğindedir.
Mahkemece, 6831 sayılı Orman Kanununun muvakkat 1. maddesi uyarınca hüküm kurulmuş ise de, sözü edilen madde, 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Hükümden sonra yürürlüğe giren Kanun hükümleri uyarınca taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının usûlen araştırılarak belirlenmesi zorunlu bulunmaktadır.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş; iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece öncelikle; orman kadastrosu yapılmış ise buna ilişkin tüm tutanaklar ve haritası ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile çekişmeli taşınmazı tüm komşu parselleri ile birlikte gösterir orijinal kadastro paftasının bir sureti ile çekişmeli taşınmaza ve komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile kesinleşmiş iseler, oluşum nedenini de gösterir tapu kayıtları, itirazlı iseler, dava dosyaları ve çekişmeli 180 parsel sayılı taşınmazın dayanağı, Mayıs 929 tarih ve 5 numaralı, Aralık 936 tarih ve 3 numaralı, Nisan 954 tarih ve 40 numaralı ve Ocak 964 tarih ve 6 numaralı tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte ilgili yerlerden getirtilmeli, bu tapu kaydının kadastro sırasında dava konusu parsel dışında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise bu parsellere ait kadastro tespit tutanak örnekleri ile kesinleşmiş iseler, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları itirazlı iseler dava dosyaları getirtilmelidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen belgeler getirtildikten sonra, halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; orman kadastrosu yapılmış ise, orman kadastrosu ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli; yine, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydı, yerel bilirkişi marifetiyle zemine uygulanmalı, tapu kaydı uyduğu takdirde taşınmazın öncesinde orman olup olmadığı da gözönünde bulundurularak 4785 sayılı Kanun hükümleri ve tapu kaydı tartışılmalı, dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içeriyor ve sınırda da eylemli orman var ise, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli, çekişmeli taşınmazın orman olduğunun tesbiti durumunda Hazine adına, orman olmadığının tesbiti durumunda ise hak sahipleri adına tescil kararı verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı/davalı Gençağa Kır mirasçıları A.. K.. ve C.. K.. ile davalı İsmail Kır mirasçısı Y.. K..’ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.