Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/9464 E. 2014/10380 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9464
KARAR NO : 2014/10380
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

MAHKEMESİ : Hekimhan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/01/2013
NUMARASI : 2012/90-2013/29

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, …Köyündeki taşınmazının, yörede 2004 yılında ilk kez yapılan ve 20/05/2004 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B çalışması sırasında Hazine adına tescil edildiğini iddia ederek, taşınmazın kendi adına tesbit ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, 06/12/2012 tarihli rapor krokisinde sarı renk ile gösterilen 69858,68 m²’lik kısmın kayısı bahçesi olarak davacı S.. Y.. adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 20/05/2004 tarihinde ilân edilerek 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. 2011 yılında genel arazi kadastrosu yapılmış, ancak, çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı kişinin tescil istemine konu taşınmazın fen bilirkişi raporunda 295 sayılı parsel içinde kaldığı, dava konusu 295 parsel sayılı taşınmazın 2011 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında tarla niteliği ile Hazine adına ihdasen 2/B parseli olarak tapuya kaydedildiği, davacı gerçek kişi tarafından yalnızca Orman Yönetimi hasım gösterilerek tapu iptal ve tescil davası açıldığı anlaşılmaktadır. Tapu iptal ve tescil davaları, kural olarak; tapu maliki ya da malikleri aleyhine açılır. Davacı tarafından davalı olarak gösterilen Orman Yönetimi tapu maliki olmadığı gibi, taşınmaz tapuda orman niteliğiyle de kayıtlı değildir. Buna göre somut davada Orman Yönetiminin pasif dava ehliyeti yoktur. Hal böyle olunca; Orman Yönetimine karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.