Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/93 E. 2014/2214 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/93
KARAR NO : 2014/2214
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ : Maden Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2013
NUMARASI : 2012/3-2013/35

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, … Köyü 206 ada 51 ve 57 parsel sayılı sırasıyla 10973.07 m2 ve 21186.95 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; 51 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, 57 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile kadastro bilirkişisi rapor ve eki krokisinde (A) harfi ile işaretli 6487.28 m2 yüzölçümlü bölümün orman niteliği ile Hazine, (B) harfi ile işaretli 14699.67 m2 yüzölçümlü bölümün ise tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/10/2010 tarih ve 2010/11891 E. – 2010/14974 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, eski tarihli memleket haritasının uygulanması sonucu çekişmeli 57 sayılı parselin bilirkişisi rapor ve krokisine (B) harfi ile işaretli 14699.67 m2’lik bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle bu bölüme yönelik davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli değildir. Ayrıca, karara dayanak alınan uzman orman ve ziraat bilirkişi raporları hem birbiriyle ve hem de kendi içinde çelişkili olduğu halde, mahkemece bu çelişkiler üzerinde durulup giderilmemiş olduğundan, raporlar çekişmeli taşınmazın öncesinin niteliğini ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici değildir. Birbirleriyle çelişen ve yetersiz raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz. Öncelikle, yeniden keşif icra edilerek taşınmazın öncesinin eski tarihli resmî belgelerde ne şekilde nitelendirildiği ve diğer eksik hususlar giderilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak, yapılan yargılama sonunda; dava konusu 206 ada 57 nolu parsel içinde kalan krokide (B) harfi ile gösterilen 14699,67 m2 yüzölçümlü bölümün orman sayılmayan alanlardan olduğu anlaşıldığından, bu bölüm hakkındaki davanın reddine; bozma konusu yapılmayan 206 ada 51 sayılı parsel ile ile 206 ada 57 nolu parsel içinde kalan ve krokide (A) harfi ile gösterilen 6487,28 m2 yüzölçümlü bölüm hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimince 206 ada 57 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Temyize konu 206 ada 57 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin yapılan incelemede; dosya içinde mevcut 04.10.2013 havale tarihli orman bilirkişi raporunda taşınmazın (B) ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiş ise de, 22.03.2013 tarihli ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın (B) bölümü üzerinde taşınmazın batısı ve kuzeyinin meşelik olduğu, üzerinde 7-25 yaşlarında 130 adet orman ağacı olarak bilinen meşe ağacı, 7 adet 5-10 yaşlarında yabani ardıç, 1 acak 3-7 yaşlarında diken ve 9 adet dağ muşmulası, yabancı otlar ve büyük taşlar bulunduğu, arazinin eğimin fazla olduğu, bu nedenle tarla olarak kullanıma elverişli olamayacağı tespit edildiğinden, taşınmazın bu bölümünün 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılmakla, mahkemece 206 ada 57 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin kabul kararı verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Ayrıca; yerel mahkemenin 07.05.2010 tarihli kararı, davacı Orman Yönetimi tarafından sadece (B) bölümü yönünden temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/10/2010 tarih ve 2010/11891 Esas 2010/14974 Karar sayılı kararı ile bozulmuş olup; dava konusu 206 ada 51 sayılı parsel ile 206 ada 57 nolu parsel içinde kalan ve eki krokide (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, yeniden karar verilmesine gerek olmadığına karar verilmesi gerekirken, son hükümde yeniden bu kısımlara yönelik karar verilmesi de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20.02.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.