YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9009
KARAR NO : 2014/9815
KARAR TARİHİ : 25.11.2014
MAHKEMESİ : Bozyazı (Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2011
NUMARASI : 2008/148-2011/148
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 18.09.2008 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği D. mahallesi, s. mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı adına tescilini istemiştir.
N.. A.. ve arkadaşları, 30.12.2008 havale tarihli dilekçeleri ile, davacının kendilerinin kardeşi olduğunu ve dava konusu taşınmazın annelerinden kendilerine kaldığını, kendilerinin de taşınmazda hak ve hisselerinin bulunduğunu, davacının 20 yıldan bu yana sürüp ektiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kendilerinden de taşımazı sürüp ekenlerin olduğunu iddia ederek davaya müdahil olmuşlar ve taşınmazın miras hisseleri oranında kendi adlarına tescilini istemişlerdir.
Mahkemece, davacının ve asli müdahillerinin davasının kabulü ile, fen bilirkişilerinin 27/01/2009 tarihli krokide (A) ve (H) harfi ile gösterilen toplam (1534,64 m² +177,10 m²) 1711,74 m²’lik kısmın MK’nın 713. maddesi uyarınca davacı H.. A.. adına sulu tarla niteliği ile tapuya tesciline, (G), (F), (E), (D), (C) ve (B) harfleri ile gösterilen 5752,11 m²’lik kısmın MK’ nın 713. maddesi uyarınca Bozyazı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/147-122 E-K sayılı verâset ilmındaki paylar nazara alınarak A.. A.. mirasçıları adına sulu tarla niteliği ile tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince tescil davası olarak açılmış, taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında orman kadastrosu yapılmıştır. 1993 yılında ise daha önce sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 2013 yılında 3402 sayılı Kanunun Geçici – 8. maddesi gereğince kadastro çalışmaları yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu 1971 yılında yapılmış, çekişmeli yer ”her hangi bir zirai çalışma olmadığı” gerekçesiyle tapulama harici bırakılmıştır.
Mahkemece davacının ve asli müdahillerinin davasının kabulü ile, fen bilirkişilerinin 27/01/2009 tarihli krokide (A) ve (H) harfi ile gösterilen toplam (1534,64 m² + 177,10 m²) 1711,74 m²’lik kısmın MK’nun 713. maddesi uyarınca davacı H.. A.. adına sulu tarla niteliği ile tapuya tesciline, (G), (F), (E), (D), (C) ve (B) harfleri ile gösterilen 5752,11 m²’lik kısmın MK’ nın 713. maddesi uyarınca A.. A.. mirasçıları adına sulu tarla niteliği ile tapuya tesciline karar verilmiştir. Ne var ki; dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede karar tarihinden sonra yapılan 3402 sayılı Kanunun Geçici – 8. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları sırasında, davaya konu yer hakkında, . ada .. parsel numarası verilerek kadastro tutanağı düzenlenmiştir.
3402 sayılı Kanunun 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur.” Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.”
Somut olayda dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 15.03.2013 tarihinde .. ada .. parsel numarası verilerek kadastro tutanağı düzenlendiğine göre, uyuşmazlığı çözme görevi kadastro mahkemesine aittir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi de zorunludur.
Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlık hakkında görevsizlikle dava dosyasının Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların incelenmesine yer olmadığına, 25/11/2014 günü oybirliği ile karar verildi.