Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/8565 E. 2015/11763 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8565
KARAR NO : 2015/11763
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kandıra Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2014
NUMARASI : 2012/52 – 2014/195
DAVACI : Orman Yönetimi
DAVALILAR : O.. B.. – Hazine – N.. K.. ve Ark.

Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen hüküm davalılardan N.. ve İ.. H.. vekili ile davalı N.. K.. vekili tarafından temyiz edilmekle, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Temyiz incelemesi yapılabilmesi için;
1) Dosyanın incelenmesinde davalılar B.. B.., B.. Ü.., S.. S.., A.. B.., F.. Ç.., A.. F.. ve H.. U..’a gerekçeli kararın ilânen tebliğ edildiği görülmektedir. Davanın başlangıcında bu kişilere dava dilekçesinin de tebliğ edilememesi üzerine yapılan araştırmada kendilerinin tanınmadığı belirlenmişse de mahkemece yeterli araştırma yapılmadan ilânen tebliğ yoluna gidilmiştir. Tebligat Kanunun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinde “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü bulunmaktadır.
İlânen tebligatın şartları ve usûlü, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28 ve 31. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu hükümlere göre adresi meçhul olanlara ilânen tebligat yapılmalıdır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci muhatabın adresini resmî veya özel daire ve müesseselerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. (Tebligat Kanunu m. 28/1-3). İlân alakalıların ıttılaına en emin bir şekilde vasıl olacağı umulan ve varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde yayınlanan bir gazetede yapılır. (Tebligat Kanunu m. 29/1). Tebliğ olunacak evrak ve ilân sureti, tebliği çıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerine de asılır (Tebligat Kanunu m. 29/1-2).
Somut olayda, kendisine ilânen tebligat yapılan davalının adresi resmî ve özel mercilerden (PTT’den, belediyeden, nüfustan, seçim kurulundan, bankalardan, tapudan, vergi dairesinden, askerlik şubesinden) gereği gibi araştırılmamış, kolluk araştırması ile yetinilerek, sonucunda ilânen tebligat yoluna gidilmiştir. Bu durumda yapılan ilânen tebligatın geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Savunma hakkı ile sıkı sıkıya ilişkili olan adres araştırmasının sınırlı tutulmasının hakkın kısıtlanmasına yol açacağı kuşkusuz olduğundan mahkemece yeterli araştırma yaparak yukarıda adı geçen şahısların adreslerine usûlünce gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması, adresleri bulunamadığı takdirde ilanen tebligat yoluna gidilmesi;
2) Mahkemece davalılardan K.. U..’e hükmün TK’nın 35. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak bu adreste davalıya daha önce yapılmış bir tebligat bulunmadığı anlaşılmıştır.
TK’nın 35. maddesi “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usûllere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde, bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 s.K./9. m.). Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır (Değişik fıkra: 19/03/2003 – 4829 s.K./11. m.). Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.” hükmünü içermekte olup, Yönetmeliğin 57. maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir. Bu durumda mahkemece davalı K.. U..’e gerekçeli karar usûlüne uygun şekilde tebliğ edilmemiştir.
Bu nedenle davalı K.. U..’in açık adresinin ilgili dairelerden ve kolluk marifeti ile araştırılarak, adresinin tespiti durumunda bu adresine Tebligat Kanunu hükümlerine göre gerekçeli kararın tebliğe gönderilmesi, adresi hiçbir surette tespit edilmez ise o takdirde Tebligat Kanununun 28. maddesi gereğince ilanen tebligat hususunun düşünülmesi ve gerekli temyiz süresinin beklenmesi;
3) Davalı 111 ada 2 parsel arsa niteliği V.. Ö.. adına kayıtlı olduğu halde mahkeme hükmünün davalıya tebliğine dair belgenin dosyada bulunmadığı gözlenmiştir. Hüküm tebliğ olunmuş ise, tebliğ belgesi; tebliğe çıkarılmış ve parçası bulunamıyor ise, tebliğ tarihi PTT Müdürlüğünden sorularak, alınacak cevap veya mahkemedeki kayıt ve belgeler incelenerek tebliğ tarihi saptanıp, bu konuda düzenlenecek belgenin dosyaya eklenmesi; ancak, tebligat yapılmamış ise, usûlünce yapılıp; gerekli temyiz süresinin beklenmesi;
4) Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede yapılan ilk orman tahdidi ve varsa sonrasında yapılan tahdit, aplikasyon, 2. madde ve 2/B uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneklerinin, yeniden iadeye mahal bırakmadan eksiksiz bir şekilde getirtilerek dosya arasına konulması,
5) Dava dosyasının, hükme esas alınan raporları düzenleyen fen ve orman bilirkişilerine verilerek:
a- İlk tahdit ve sonrasındaki tahdit, aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde haritaları ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazlar ve komşu taşınmazların orman kadastrosu ve aplikasyon hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki (orijinalinden çekilmiş renkli orman kadastro haritası) sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle kendilerinden müşterek imzalı krokili ek rapor alınıp dosyaya konulması,
b- Orijinal-renkli (renkli fotokopi) eski tarihli ve 1975-1985 tarihlerine ait memleket haritası ve hava fotoğrafları (1/5000 ve 1/25000 ölçekli olarak ayrı ayrı) ölçeğini çekişmeli taşınmazlar ve geniş çevresini gösterir kadastro paftası ölçeğine, yine bu kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ve çekişmeli taşınmazlar ve çevresinin hava fotoğraflarında ne olduğu ve bitki örtüsünün ne olarak göründüğü ve kullanım durumunun ne olduğunun açıklanması suretiyle düzenlenecek müşterek imzalı krokili ek rapor alınıp,
bu dosya arasına konulması; ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddeleri uyarınca tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi listesine bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda değinilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine 25/11/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.