YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8524
KARAR NO : 2014/9936
KARAR TARİHİ : 27.11.2014
MAHKEMESİ : Çekerek Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2011/546-2013/143
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı İ.. D.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1979 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında A. Köyü .. parsel sayılı 10300 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde Y. D. adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Halen, paylaşım nedeniyle davalı adına tapuda kayıtlıdır.
Orman Yönetimi taşınmazın bir bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde; bir bölümünün ise, 2/B alanında kaldığını ileri sürerek tapusunun iptaliyle kısmen orman niteliğinde, kısmen 2/B arazisi olarak Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptaliyle orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2003 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları birlikte yapılmış; sonuçları 23/08/2004 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; Orman Yönetimi kesinleşen tahdide dayanarak dava açmış olup, taşınmazın eylemli orman olduğu iddiasına dayanmamıştır.
Mahkemece yapılan araştırmaya göre, çekişmeli yerin kısmen kesinleşen orman kadastro sınırları içinde, kısmen 2/B alanında kaldığı anlaşılmaktadır. Eylemli durum itibarıyla da orman niteliği taşımadığı belirlenmiştir. Bu nedenle; mahkemece, keşifte görev alan fen ve orman bilirkişisinden ek rapor alınarak davaya konu parselin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan ve 2/B uygulama alanında kalan bölümlerinin yüzölçümleri belirlenmeli, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı anlaşılan bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmelidir. Taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü lehine “3083 sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince kısıtlıdır.” şeklinde şerh bulunduğu da gözlenmektedir. Devlet Ormanlarına ait tapu kayıtları üzerinde hiçbir kişi ya da kurum lehine şerh verilemeyeceğinden bu şerhlerin de iptali gereklidir.
2/B uygulama alanında kalan bölüm yönünüden ise; Orman Yönetiminin aktif dava ehliyeti ve hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek bu bölüm yönünden davanın reddine karar verilmelidir.
Kabule göre ise 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile getirilen 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesinde “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; “bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinin düşünülmemiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı İ.. D..’in temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 27/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.