YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/786
KARAR NO : 2014/2590
KARAR TARİHİ : 27.02.2014
MAHKEMESİ : Pütürge (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2010/5 – 2013/4
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, .. Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan çalışmalarda 102 ada 1 sayılı parselin orman niteliği ile sınırlandırılıp, Hazine adına tesbit tutanağı düzenlenerek kısmî ilâna çıkartıldığını, bu orman parselinin devamı niteliğinde, orman sayılan yerlerden bağımsız halde ormanlık alanlar mevcut olduğu halde, orman alanları dışında bırakıldığını ileri sürerek, bu alanların orman sınırları içine alınmasını istemiş, daha sonra yörede kültür arazilerinin kadastrosu yapılmış, davacı Orman Yönetiminin dava ettiği yerler 102 ada 91, 101 ada 73 ve 112 ada 5 parsel sayılı olarak, sırasıyla 13573,57 m², 71137,57 m² ve 172613,36 m2 yüzölçümünde ham toprak niteliğiyle Hazine adına tesbit görmüştür.
Mahkemece taşınmazların kadastro tutanakları davalı hale getirildikten sonra, davanın kısmen kabulü ile .. Köyü 102 ada 91 nolu parselin 116615,60 metrekarelik kısmın, 101 ada 73 nolu parselin 11972,13 m²’lik kısmı, 112 ada 5 nolu parselin 110015,00 m²’lik kısmın kadastro tesbitinin iptali ile orman vasfı altında Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, davaya konu parseller üzerinde orman bilirkişisinin raporunda gösterilen geriye kalan her parsel üzerinde (A) harfi ile gösterilen yerlerin toplamda 140518,77 m²’lik kısmın tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava konusu taşınmazlardan 101 ada 73 sayılı parselde beyanlar hanesinde “İsmet Adıgüzel” lehine şerh verildiği anlaşılmaktadır. Davada davalı sıfatının tesbit maliki Hazine ile beyanlar hanesinde adı yazılan İ.. A..’e ait olması gerekirdi. Ancak, davacı dava dilekçesinde davalı olarak sadece Hazine’ye husumet yönelterek dava açmıştır. Bu nedenle, beyanlar hanesinde şerh sahibi olan İ.. A.. davaya dahil edilerek taraf oluşturulup savunma ve delileri de sorulduktan sonra tüm delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve dava konusu 112 ada 5 parsel sayılı taşınmazın aynı gün temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2010/6 E. – 2013/5 K. sayılı dosyasında da davalı olarak gözükmesi ve tutanak aslının da bu dosya içinde bulunması karşısında aynı parsele yönelik açılan dosyalar birleştirilmeden ayrı ayrı görülüp karara bağlanması isabetsiz olmuştur.
Bundan ayrı; mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; uzman orman bilirkişinin resmî belgelere dayalı olarak yaptığı inceleme ve araştırma sonucu alınan raporda, dava konusu 101 ada 73 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 59162,44 m2 bölümünün, 102 ada 91 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 18757,97 m2 bölümünün, 112 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 62598,36 m2 bölümünün orman sayılmayan yerlerden kalan bölümlerinin ise orman sayılan yerlerden olduğu bilgisine dayanarak, yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddi yolunda hüküm kurulmuştur. Ne var ki; keşifte görev alan fen bilirkişi tarafından taşınmazların orman sayılan ve sayılmayan bölümlerinin ayrı ayrı gösterildiği krokili rapor düzenlenmediğinden, Dairece dosyanın raporu tanzim eden fen bilirkişiye verilerek tescile esas olmak üzere çekişmeli taşınmazların infaza elverişli olarak işaret ve yüzölçümlerini gösterir ek rapor alınması istenmiş, fen ve orman bilirkişi tarafından düzelenen ek raporda; çekişmeli 101 ada 73 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 58974,21 m2 bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu, (B) ile gösterilen 8225,65 m2 bölümü ile (C) ile gösterilen 3937,71 m2 bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu, 102 ada 91 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 7423,35 m2 bölümü ile (D) ile gösterilen 10175,15 m2 bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu, (B) ile gösterilen 1441,69 m2 bölümü, (C) ile gösterilen 39686,70 m2 bölümü ve (E) ile gösterilen 76646,68 m2 bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu, 112 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 63651,52 m2 bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu, (B) ile gösterilen 108961,84 m2 bölümünün orman sayılayan yerlerden olduğu saptanmıştır. Dava dosyası içinde bulunan ve hükme esas alınan orman bilirkişi raporu ile Dairenin iade kararı üzerine aldırtılan ek rapor birbiriyle çelişmiş olup, birbiriyle çelişen ve yetersiz incelemeye dayalı raporlara göre karar verilemez.
O halde, mahkemece, aynı zamanda 2010/6 E. sayılı dosyada davalı olan ve tutanak aslı bu dosya içinde bulunan dava konusu 112 ada 5 parsel yönünden tefrik kararı verilerek mahkemenin 2010/6 E. sayılı dosyası ile birleştirilmeli, 101 ada 73 sayılı parselde beyanlar hanesinde şerh sahibi olan İ.. A.. davaya dahil edilerek taraf oluşturulup savunma ve delileri de sorulduktan sonra, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.