YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7842
KARAR NO : 2014/8250
KARAR TARİHİ : 13.10.2014
MAHKEMESİ : Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2010/224-2013/553
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, S. Köyü . parsel sayılı sırasıyla 34.000 m², 31.900 m² ve 12.400 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle K.K. R. K. ve A. A. adlarına tesbit edilmişlerdir.
Ç. .nolu parselin tesbitine itiraz eden Hazinenin itirazının komisyonca reddedilmesi üzerine davacı Hazine, Tapulama Mahkemesinde 14/07/1981 tarihinde açtığı davası ile;. nolu parsellerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla 16.04.1981 tarihli 157 sayılı komisyon kararının iptali ile taşınmazların Hazine adına tapuya tescili isteminde bulunmuş, mahkemece verilen kısmen kabul kararının Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2005/9528-8818 sayılı 07.10.2005 günlü düzelterek onama-bozma kararında özetle; “çekişmeli .nolu parselin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle kişiler adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından Hazinenin bu parsele yönelik temyiz itirazlarının reddine, ancak, kararda – R. K. adına tesciline – ibaresinin çıkarılarak düzeltilerek onanmasına, .nolu parseller yönünden ise tutanakları kesinleşmiş olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak dosya görevsizlik kararıyla Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece; dava konusu . nolu parsellerin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2010/1456-3881 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 veya 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritası, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları, komşu parsellere ilişkin kadastro tespit tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı tespit edilmeli, çekişmeli taşınmazların miktarı ve konumuna göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliğinde olup olmadığı, orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilmeli; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 12.06.2006 günü ilân edilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma kararında, eski tarihli ve 15 – 20 yıl önceye ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları incelenerek taşınmazın niteliği ve kullanım durumunun araştırılması gereğine değinilmiş, mahkemece ilgili memleket haritası ve hava fotoğrafları getirilmeden hüküm kurulmuştur. Dairenin iade kararı üzerine mahkemece, 1958 ve 2000 tarihli memleket haritaları dosya kapsamına alınmış, fen ve orman bilirkişileri 16.09.2014 tarihli ek raporlarında dava konusu taşınmazlardan .nolu parselin haritalarda tamamen açıkta, . nolu parselin ise 1958 tarihli memleket haritasında kuzey ve batısının, 2000 tarihli memleket haritasında ise kuzeyinin yeşil alanda kaldığını rapor etmiş, hava fotoğraflarındaki konumları ise gösterilmemiştir. Ayrıca, davacı Hazine kadastro mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde S. Köyü . parsel sayılı taşınmazlara ilişkin talepte bulunmuş, mahkemece . nolu parsele ilişkin davanın kısmen kabulü ile taşınmazın 10.000,00 m2 bölümünün 29.02.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterdiği sınır ve şekilde orman niteliği ile Hazine adına tesciline, .nolu parsellere ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 07.05.2005 tarih ve 2005/9528-8818 sayılı kararı ile . nolu parselle ilişkin hükmün onanmasına, . nolu parsellere ilişkin tutanaklar kesinleşmiş olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Temyize esas dosya bozma ilâmı sonrası mahkemece görevsizlik kararıyla Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen dava konusu . nolu parsellere ilişkin dosyadır. Bu haliyle . nolu parselin 10.000,00 m2’lik bölümünün hükmen orman olduğu hususu mahkemece dikkate alınmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
Bu nedenle, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 veya 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritası, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları, komşu parsellere ilişkin kadastro tespit tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazların miktarı ve konumuna göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliğinde olup olmadığı, orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilmeli; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, dava konusu taşınmaza komşu .nolu parselin 10.000,00 m2 bölümünün hükmen orman olduğu hususu mahkemece dikkate alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13/10/2014 günü oy birliği ile karar verildi.