Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/7439 E. 2015/863 K. 24.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7439
KARAR NO : 2015/863
KARAR TARİHİ : 24.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve … Yönetimi vekilleri ile davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı, 17/02/2005 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Kırıklar Köyü, … Mevkiinde bulunan yaklaşık 5000 m² yüzölçümlü taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, fen bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 3443.40 m² yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline, kalan bölüm kesinleşen … kadastro sınırları içinde kaldığından isteğin reddine karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/03/2010 tarih ve 206 E. – 2796 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Bir taşınmazın … kadastro sınırları dışında kalması o yerin kişiler adına tescil edilmesi için yeterli değildir. Taşınmaz üzerindeki gerçek zilyetlik olgusunun yerel bilirkişi ve tanık beyanları dışında, resmî belge niteliğindeki memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı da incelenerek belirlenmesi gerekir. Diğer taraftan, uzman bilirkişi raporunda; tescile karar verilen bölüm üzerinde 47 adet 20-25 yaşlarında, 40 adet 10-15 yaşlarında zeytin ağaçları bulunduğu ve imar ve ihyasının 15-20 yıl önce bitirildiği açıklandığı halde, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının deliceden aşılanma mı yoksa dikme yoluyla mı oluştuğu, kapalılık derecesinin ne olduğu belirtilmemiş, memleket haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip biribiri üzerine aplike edilmek suretiyle konumu gösterilmemiş, sadece … kadastro haritasında işaretlenmesiyle yetinilmiştir.
Ayrıca; mahkemece yerel bilirkişi ve tanıklardan zilyetliğin başlangıcı, süresi, sürdürülüş biçimi, imar ve ihyanın ne zaman başlayıp ne zaman tamamlandığı maddi olaylara dayalı olarak sorulmamış, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki kısıtlamalar dahi kadastro ve mahkeme yazı işleri müdürlüklerinden de araştırılmamış, ilgisi nedeniyle … Yönetimi davaya katılıp taraf oluşturulmamıştır.
O halde; mahkemece öncelikle, … Yönetimi davaya katılarak taraf oluşturulmalı, bundan sonra 1950’li ve 1980’li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile kadastro çalışmalarına esas olmak üzere ya da sonraki yıllarda o bölgede fotogrametri yöntemiyle hazırlanan harita ilgili yerlerden getirtilip, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; kesinleşen … kadastro haritasının uygulanması yetersiz olduğundan, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı … Kanununa Göre … Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan … Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı yöntemle, eski tarihli resmi belgelerden yararlanılarak yeniden uygulanmalı, … değilse zilyedlik araştırması yapılmalıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine, 24/01/2006 tarihli krokide (B) işaretli 3443,40 m² yüzölçümündeki taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve … Yönetimi vekilleri ile davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit ve dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen … kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre 23.07.1976 tarihinde yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. md. uygulaması ile 3302 sayılı Kanuna göre 23.08.1999 tarihinde yapılarak dava tarihinde kesinleşen 2/B maddesi uygulaması bulunmaktadır. Taşınmazların bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 06.09.1991 tarihinde yapılmış ve kesinleşmiş, taşınmaz fundalık olarak tesbit harici bırakılmıştır. Tespit harici bırakma tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıl geçmemiştir.
1) Davacının temyiz itirazları bakımından;
Kadastro tesbit ve tescil harici bırakma işleminin kesinleştiği 1991 yılından tescil davasının açıldığı 17/02/2005 tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı, kadastrodan önceki zilyedliğe değer verilemeyeceği (H.G.K.’nun 22/03/1995 gün 1994/8-873-216 ve 19/02/1997 gün 1996/8-768-100 ve 24/09/1997 gün 1997/20-372-718 ve 18/02/1998 gün 1998/8-15-129 sayılı kararları), kaldı ki, 1969 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın halen doğal fundalık halinde bulunduğu ve 1995 tarihli hava fotoğraflarında üzerindeki fundalığın temizlenmiş olduğu saptanarak (B) işaretli bölüm hakkındaki davanın reddi ile Hazine adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre davacının temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın (B) bölümüne ilişkin hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalı … Yönetimi ve Hazinenin (A) bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
(A) işaretli 557 m² taşınmaz bölümünün 1948 yılında kesinleşen … kadastro sınırı içinde kaldığı belirlenmiştir. Medenî Kanunun 713/6. maddesine göre davalı idarelerin aynı dava içinde taşınmazın kendi adlarına tesciline karar verilmesini isteme hakları vardır ve … Yönetimi de Hazine de bu bölümün … niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istedikleri halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle davacının taşınmazın (B) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüme yönelik hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükeltilmesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve … Yönetiminin taşınmazın (A) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu bölüme yönelik hükmün BOZULMASINA, davalı … Yönetiminin yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 24/02/2015 günü oy birliği ile karar verildi.