YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7250
KARAR NO : 2014/8059
KARAR TARİHİ : 25.09.2014
MAHKEMESİ : Pazar(Rize) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 12/06/2014
NUMARASI : 2013/11-2014/47
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Y. Köyü, 105 ada 1 parsel sayılı 10331,33 m² yüzölçümlü taşınmaz, belgesizden fındıklık niteliği ile A. Ö.B., 105 ada 2 ve 4, 117 ada 22 parsel sayılı sırasıyla 5184,27 m², 9816,62 m² ve 2922,97 m² yüzölçümülü taşınmazlar, H.. B.. 105 ada 3 ve 106 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 9407,17 m² ve 1972,55 m² yüzölçümlü taşınmazlar M.. B.., 105 ada 5 parsel sayılı 5990,80 m² yüzölçümlü taşınmaz 1/2 hisse ile A.. B.. ve KA.. B.., 106 ada 2 parsel sayılı 207,53 m² yüzölçümlü taşınmaz fındık bahçesi niteliğiyle M.. B.. adına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu taşınmazların tesbit gibi tescillerine karar verilmiş, Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31/10/2012 tarih ve 2012/9386 E. -11901 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ”Mahkemece, dava konusu taşınmazların orman niteliğinde olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan bilirkişiler F. A., Ş. K.ve O. U. A. tarafında tanzim olunun 05.04.2010 tarihli raporda, 1972 tarihli memleket haritasında 105 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu parsellerin kısmen açık kısmen yeşile boyalı alan içinde, 106 ada 1 ve 2 nolu parsellerin yeşile boyalı alanda, 117 ada 2 nolu parselin ise açık alanda kaldığı, 1959 tarihli hava fotoğrafında ise, açık alanda kaldıkları belirtilmiştir. Bilirkişiler tarafından çekişmeli taşınmazın öncesine ilişkin yapılan araştırmada, iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları kullanılmamış, taşınmazların hava fotoğraflarındaki konumlarının denetime elverişle olarak kadastro paftası ile çakıştırması yapılmamış, hava fotoğrafları ile memleket haritasındaki konumlarının farklı olması karşısında memleket haritasında boyama hatası bulunup bulunmadığı irdelenip araştırılmamış, memleket haritasında yeşil renkte gösterilmesinin nedeni haritalardaki semboller ile açıklanmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, en eski tarihli iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre
araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; hava fotoğrafları ile memleket haritaları arasında farklılık bulunup bulunmadığı, memleket haritalarında boyama hatası olup olmadığı araştırılmalı, farklılık bulunması veya boyama hatası olması halinde hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınmalı; farklılık bulunmaması halinde ise memleket haritasındaki yeşil rengin nedeni çevresindeki ve hava fotoğraflarındaki görünümünden de yararlanılarak açıklanmalı; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde ve aynı yöntemle yapılacak hava fotoğrafı üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kısmen kabulü ile A. İlçesi, Y. Köyü’nde kain 106 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 105 ada 1, 2, 3, 4 ve 5, 117 ada 22 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 12.06.2014 tarihli son oturumda oluşturulan kısa kararda “…..çekişmeli taşınmazlardan 117 ada 22 sayılı parselin kadastro tesbitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline,” dendiği halde, gerekçeli kararda “117 ada 22 parsel sayılı taşınmaz hakkında tesbit gibi tesciline” şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu durum çelişki oluşturmaktadır. Oysa, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t, 1991/7 E. – 1992/4 K.). (Hukuk Muhakemeleri Kanunun 298/2 maddesi).
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.