YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7239
KARAR NO : 2014/8061
KARAR TARİHİ : 25.09.2014
MAHKEMESİ : Eşme Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2014
NUMARASI : 2012/150-2014/180
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
K. Köyünde 1989 yılında yapılan kadastro sırasında,. parsel sayılı 22400 m², yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Daha sonra 4342 sayılı Mera Kanununa göre çalışma yapan Mera Tesbit Komisyonunca ilgili parsel mera olarak tesbit ve tahdit edilerek tahsis yapılıp ilan edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, 25.11.2009 tarihli dava dilekçesinde; Eşme İlçesi, K. Köyü 945 parsel sayılı taşınmazın mera tesbit komisyonu tarafından mera olarak tesbit ve tahsis edildiğini, taşınmazın üzerinin orman bitki örtüsü ile kaplı olduğunu ileri sürerek, mera tesbit komisyonu tarafından yapılan tesbit ve tahsisin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
Mahkemece davacının davasının kabulü ile Uşak İli, Eşme İlçesi, Kayalı Köyü 945 parsel sayılı taşınmazın Uşak Mera Komisyonu tarafından alınan mera tahsis kararının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4342 sayılı Mera Kanuna göre mera tesbit komisyonunca yapılan mera tesbit, tahdit ve tahsis kararının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu 1989 yılında yapılıp kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir. Şöyle ki; mera tahsis kararının iptali ve orman olarak tescili istenen taşınmaz tapuda tarla olarak Hazine adına kayıtlıdır. Ancak beyanlar hanesinde taşınmazın zilyedi olarak Mehmet oğlu Hasan ve V. D. gözükmektedir. Orman Yönetimince, taşınmazın tapu kaydında şerh sahiplerine husumet yöneltilmeden dava açılmıştır.
Mahkemece, şerh sahiplerinin davaya katılımı sağlanmaksızın, husumet yaygınlaştırılmadan yokluklarında dava görülüp sonuçlandırılmıştır. Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Taraf teşkili, davanın görülebilme koşullarından olup, mahkemece re’sen (kendiliğinden) yapılması gereken işlemlerdendir.
O halde, çekişmeli 945 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında zilyet olarak şerh sahibi gözüken Mehmet oğlu Hasan ve V. D.adlı kişilerin tesbit edilerek (ölmüş ise mirasçılarının) davaya katılımı sağlanarak husumet yaygınlaştırılmalı, tarafların ileri sürecekleri delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Kabule göre de; çekişmeli taşınmaz tapuda kayıtlı olduğu halde tapu kaydının iptaline karar verilmeyip sadece tahsis kararının iptal edilmiş olması, ayrıca, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen “Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı
kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen “Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 25/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.