Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/7030 E. 2014/7759 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7030
KARAR NO : 2014/7759
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2012/78-2013/156

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı B.. C.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında O.Köyü, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı, sahibi olduğu iki parça taşınmazının orman parseli içinde bırakıldığını ileri sürerek zilyetlik iddiasıyla dava açmışlardır.
Mahkemece, davanın askı ilânı süresinden sonra açılması nedeniyle hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmıştır.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş ise de, görev konusu düşünülmeden karar verilmesi doğru değildir. Şöyle ki; dava tapu iptali ve tescil niteliğinde olup, dosyaya getirtilen tapu kaydından çekişmeli taşınmazın kadastro mahkemesinde davalı iken 10/10/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. İade üzerine getirtilen Kadastro Mahkemesinin 2007/155 Esas 2011/102 Karar sayılı dosyasında davacı Köy Tüzel Kişiliği tarafından 101 ada 1 sayılı parselin kadastro tesbitine askı ilânı içinde itiraz ettiği ve taşınmazrın kadastro tutanak aslının davalı olarak dosyaya getirtildiği, kadastro dosyasında her ne kadar 29/09/2011 tarihinde davanın reddine, tesbit gibi tescile karar verilmiş ise de; hükmün davacı Köy Tüzel Kişiliği tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/17056 – 2012/4680 sayılı kararı ile 28/03/2012 yılında onandığı, onama kararının taraflara en son 08/08/2012 tarihinde tebliğ edildiği bu durumda eldeki davanın 06/07/2012 tarihinde karar henüz kesinleşmeden açıldığı anlaşılmaktadır.
Çekişmeli taşınmaz kadastro mahkemesinde davalı iken, eldeki dava açılmış olmakla 3402 sayılı Kadastro Kanunun 26/D maddesi uyarınca kadastro mahkemesindeki davaya katılma niteliğinde olup görevli mahkeme Koyulhisar Kadastro Mahkemesidir. Bu nedenle, mahkemece davanın görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası hakkında hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/09/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.