YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6946
KARAR NO : 2014/8326
KARAR TARİHİ : 14.10.2014
MAHKEMESİ : Kaş Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 10/01/2014
NUMARASI : 2009/261-2014/11
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, S.K.Köyü .parsel sayılı 2984 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle beyanlar hanesinde “1. derecede doğal sit alanında kaldığı” şerh verilerek davalılar adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine, dava konusu parselin tespit gibi tesciline, tapunun beyanlar hanesine “1. derecede doğal sit alanında kaldığından korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı olduğunun” şerhine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 02.06.1948 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 3302 sayılı Kanuna göre 01.02.2001 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması ile 2008 yılında 4999 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 9. maddesine göre yapılan fennî hataların düzeltilmesi çalışmaları bulunmaktadır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı, orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların davalılar yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür.
Şöyle ki; 08.05.2013 tarihli keşif sırasında zapta geçen hâkim gözlemine göre, taşınmazda uzun zamandır tarım yapılmadığı, ekili ürün olmadığı; yerel bilirkişi ve tutanak bilirkişi beyanlarına göre davalıların babası Hüseyin’in 1963 yılında ölümünden sonra tarım yapılmadığı, sadece üzerindeki ağaçların meyvesini toplamak suretiyle kullanıldığı; ziraat ve orman bilirkişi raporlarına göre de traktör yolu bulunmadığı için tarım yapılamadığı, son 20-25 yıldır tarımsal amaçla kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki fotoğraflar da bu gözlem ve anlatımları doğrular nitelikte olup, taşınmazda bulunan ve dikme olup olmadığı dahi bilinmeyen bir kaç keçiboynuzu, armut, badem ağacının meyvasını toplamak şeklinde gerçekleşen zilyedliğin ekonomik amaca uygun olduğundan sözedilemez.
O halde, mahkemece davanın kabulüne ve taşınmazın hali hazır niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, tarım arazisi niteliğini kaybetmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA 14.10.2014 günü oy birliği ile karar verildi.