Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6935 E. 2014/9857 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6935
KARAR NO : 2014/9857
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

MAHKEMESİ : Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2011/298 – 2013/562

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, dava konusu B. Köyü .. ada .. ve .. parsel sayılı sırasıyla 77410,67 m2 ve 88075,74 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, orman niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacılar, zilyetliğe ve tapu kaydına dayanarak, çekişmeli taşınmazların kendilerine ait bölümlerinin adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp kesinleşmiştir.
Mahkemece, dava konusu olan ve fen bilirkişisi krokisinde (A), (B), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerin eski tarihli belgelere göre yeşil alanda kalmaları nedeniyle orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davacı geçek kişilerin açtığı davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece, davacı gerçek kişilerin dayandığı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri varsa revizyon kayıtları getirtilerek sınırları taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinden sorulmamış ve yapılan keşifte uygulanmamış, dört sınır itibarıyla taşınmazlara uyup uymadığı saptanmamıştır.
Bu nedenle, mahkemece; davacı gerçek kişilerin dayandığı tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren denetlemeye elverişli, birbirini takip eden ve bilgisayarda yazılı ve iktisap sebeplerini belirtir şekilde tüm geldi ve gittileri, varsa krokisi, kök tapu kaydının ilçe tapu müdürlüğünde bulunamaması halinde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığından getirtilmeli, dayanak tapu kaydına dayanılarak açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilmeli, davacı gerçek kişilerin kayıt maliki ya da malikleri ile akdî, irsî ilişkisi saptandığı takdirde, dayanılan tapu kaydının dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği, tapu ve ilgili kadastro müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmazlar ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanakları kayıtlar, kadastro ve ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar
yönünden tanık bilgisine başvurulmalı, uzman bilirkişiden keşfi denetlemeye imkan verecek şekilde rapor alınmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tereddütsüz şekilde tespit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise, dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, dayanılan tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı tayin edilerek, miktar fazlasının ormandan açıldığını kabul olunması ve tapu kaydının miktarı ile geçerli sayılması gerektiği düşünülmeli ve toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayanarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.