YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6900
KARAR NO : 2014/8759
KARAR TARİHİ : 23.10.2014
MAHKEMESİ : Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/03/2010
NUMARASI : 2007/92-2010/237
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan R.. G.. ve M.. E.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar kadastro mahkemesine verdikleri 30.05.2005 tarihli dava dilekçesiyle; Ç. K. 155 ve 156 parsel sayılı taşınmazların maliki olduklarını, taşınmazları satış yoluyla edindiklerini, yörede 1995 yılında ilk kez yapılan ve 02.06.1995 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sırasında, öncesi tamamen tarım alanı olan taşınmazların kadastro komisyonu tarafından orman sayılarak orman alanı içinde bırakıldığını ileri sürerek, işlemin iptali ile taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılmalarını istemişlerdir. Kadastro hâkimliğince; davanın orman kadastrosu çalışmaları kesinleştikten sonra açıldığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, talep üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılardan R.. G.. ve M.. E.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydına dayalı on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Dava konusu taşınmazlar, yörede 1955 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında, eski tapu kayıtları revizyon görerek kişiler adına tescil edilmiş, daha sonra intikal ve satış yoluyla davacılara geçmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de; hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda 1960 tarihli memleket haritası ile 1969 tarihli hava fotoğrafları incelenmiş, 1960 tarihli memleket haritasının yapımına esas alınan hava fotoğrafları incelenmediğinden, bu rapor taşınmazların öncesini belirlemede yetersiz olup, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuştur. İadenin koşulları kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece, en eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritası, bulunmadığı takdirde 1960 yılına ait memleket haritası ve bu haritanın yapımına esas alınan hava fotoğrafları ve 1990’li yıllara ait memleket haritası ve bu haritanın yapımına esas alınan hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1945 yılında kişiler adına tescil edildiği, 1955’li yıllarda orman olup olmadığı belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunduğuna göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, alınacak raporda hava fotoğraflarında koyu renk gösterilen alanlar ve üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı konusunda ayrıntılı rapor düzenlenmeli ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar M.. E.. ve R.. G.. vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/10/2014 günü oy birliği ile karar verildi.