Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6871 E. 2014/7842 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6871
KARAR NO : 2014/7842
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili ile davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı … Yönetimi, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesini değiştiren 5304 sayılı Kanunun 3. maddesinde düzenlenen “Çalışma alanındaki ormanların 5304 sayılı Kanunun 3. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında açıklanan şekilde oluşturulan orman kadastro ekibince sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır.” hükmü gereğince, Kacalar Köyünde yapılan ve kısmî olarak askıya çıkartılan orman kadastrosu sırasında, dava dilekçesine ekli (1), (2), (3) ve (4) numaralı krokilerde gösterilen taşınmazların orman sınırları dışında bırakıldığı; oysa, bu yerlerin orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, Hazine ve köy tüzel kişiliğini hasım göstererek tespitin iptali ve çekişmeli yerin orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların 108 ada 15 sayılı parsel altında, 4626.11 m2 ve 108 ada 16 sayılı parsel altında 3622.39 m2 yüzölçümü ile belgesizden, fındık bahçesi niteliğinde temyize konu dava nedeniyle malik hanesi boş bırakılmak suretiyle tesbit tutanağının düzenlendiği belirlenmiş, tutanağın edinme sebebi sütununda zilyet olarak gösterilen kişi davaya dahil edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda; Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, taşınmazların kadastro tesbit tutanaklarının iptaline, 1) Çekişmeli 15 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 795.27 m2 bölümünün orman niteliğinde Hazine; (B) harfi ile gösterilen 3830.84 m2 bölümünün davalı gerçek kişi adına; 2) Çekişmeli 16 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 387.88 m2 bölümünün orman niteliğinde Hazine, (B) harfi ile gösterilen 3234.51 m2 bölümünün davalı gerçek kişi adına tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından (B) harfli bölümlere yönelik olarak temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.11.2012 tarih ve 2012/9143 E. – 12254 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orman Yönetimi, Hazineyi hasım göstererek dava açmıştır. Mahkemece, Hazineye davetiye tebliğ edilmiş, daha sonra dava edilen taşınmazların her biri belirlenip tefrik kararı verilmiş ve tesbit malikleri davaya dahil edilmiştir. Ancak, tefrik kararı verildikten sonra Hazine bu durumdan haberdar edilmemiş, karar başlığında yer verilmemiş, karar tebliğ edilmemiştir. Dairenin iade kararı üzerine, Hazine kararı süresinde temyiz etmektedir. Taraf teşkili sağlanmadan ve Hazinenin iddia ve delilleri sorulmadan kurulan hüküm yerinde değildir.
Hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda 1953 çekim tarihli hava fotoğrafında ve 1957 tarihli memleket haritasında çekişmeli parsellerin kısmen orman alanında, kısmen açık

alanda göründüğü belirtilmiştir. Uygulamanın yetersiz görülmesi üzerine Dairenin iade kararı gereğince yeniden aplikasyon yapılmış olup, bu uygulama hükme esas alınan kroki ile farklıdır. Ayrıca, davalı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmakta olup, mahkemece tarım bilirkişisi dinlenmemiştir. Bu nedenlerle; öncelikle, çekişmeli taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığı  belirlenmeli, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi açısından komşu parsel tutanakları da getirtilip denetlenmeli, usûlünce yapılacak araştırma sonucu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, davalı gerçek kişinin zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl  ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 1- Dava konusu 108 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile, dava konusu 108 ada 15 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin 07/04/2014 havale tarihli raporunda ekli krokide (A) harfi ile işaretli 795,27 m2’lik kısmının ifraz edilerek “orman” vasfı Hazine adına, bakiye kalan ve aynı rapora ekli krokide (B) harfi ile işaretli 3.830,84 m2’lik kısmın fındık bahçesi vasfı ile 1/2 payın oğlu …, 1/2 payın oğlu … adlarına tapuya kayıt ve tesciline, 2- Dava konusu 108 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile, teknik bilirkişinin 07/04/2014 havale tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretli 387,88 m2’lik kısmın ifraz edilerek “orman” vasfıyla Hazine adına, bakiye kalan ve aynı rapora ekli krokide (B) harfiyle işaretli 3.234,51 m2’lik kısmın fındık bahçesi vasfıyla 1/2 payın oğlu …, 1/2 payın oğlu … adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine vekili ile davacı … Yönetimi tarafından taşınmazların (B) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmıştır.
Çekişmeli 108 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların (A) harfli bölümü ile ilgili hüküm daha önce temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, bozma sonrası alınan uzman orman bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre çekişmeli taşınmazların temyize konu (B) harfi ile gösterilen bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu ve mahkemece adına tescil kararı verilen kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 18/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.