Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6839 E. 2014/10425 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6839
KARAR NO : 2014/10425
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

MAHKEMESİ : Kemer (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2013
NUMARASI : 2011/44-2013/73

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan V.. M.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Ovacık Köyünde kain 99 parsel sayılı ve 78600 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan kadastro çalışmalarında 158 ada 12 parsel sayılı 77263.88 m² yüzölçümlü ve tarla vasfı ile tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, … Köyünde ilk orman tahdidinin 1941 yılında yapıldığını, 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ve aplikasyon işlemleri sırasında dava konusu taşınmazın orman tahdit sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek, taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan kısmının orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
Mahkemece; açılan davanın (kadastro çalışmasına itirazın) hukukî menfaat yokluğu nedeniyle reddine, 158 ada 12 parsel sayılı taşınmazın (tevhid edilerek 221 ada 1 nolu parsel olduğu anlaşılmakla) tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan V.. M.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha önce sınırlaması yapılmayan ormanlarda 4785 sayılı Kanun gözönünde bulundurularak 1984 yılında yapılan ve 11.12.1985 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu, ilk tahdidin aplikasyonu ve 2/B uygulaması ile 22.04.1992 tarihinde ilân edilen, aplikayon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece davanın hukukî menfaat yokluğu nedeni ile reddine karar verilmişse de, delillerin ve tarafların beyanları hatalı değerlendirilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmalara itiraz davası olarak açılmış, ancak, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığından bu kısmının orman vasfıyla tescili talep edilmiştir.
Davacının dilekçesinden, davalarının, taşınmazın mülkiyetine ilişkin olduğu anlaşılmakta ise de, davacı Orman Yönetimi mahkemeye sunduğu 17.05.2013 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesini açıklamış ve davalarının dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile tesciline yönelik olduğunu, bu talebin ise genel mahkemelerde incelenebileceğini belirtmiştir. Davacının dava dilekçesini ve talebini açıklayan ikinci dilekçesine rağmen, mahkemece, davanın görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 22/1. maddesi uyarınca, evvelce kadastrosu ve tapulaması yapılmış yerlerde yeniden kadastro çalışması yapılamaz. Ancak, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi amacıyla aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, yeniden çalışma yapılabilir ve bu çalışma ikinci kadastro sayılmaz. “İkinci kez kadastro yapılamaz” hükmünün istisnası olarak düzenlenen 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca; yapılan tesbitte, teknik sebeplerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tesbit edilen paftalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek tapu kayıtlarının düzeltilmesi sağlanır. Ancak, mülkiyet ve mülkiyetle ilgili haklar ile parselasyon, arazi toplulaştırması, ıslah, imar, sulama alanlarında arsa ve arazi düzenlemesi ve köy yerleşim haritaları yenileme çalışması bu kapsam dışındadır. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastro çalışmaları, 5304 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-1/1. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 11 inci maddesine göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır.
Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ise, aynı Kanunun 26. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre, kadastro mahkemeleri, dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmesi halinde ve askı ilân tarihleri içinde açılacak davalarda görevlidir. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan tespitlere karşı askı ilân süresi içinde dava açılması halinde, kadastro mahkemesi görevli olup, mahkemece yapılacak inceleme, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılmasına ilişkindir. Bu davada, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin bir araştırma yapılamaz. Bu taleplere yönelik açılan davalarda ise görevli mahkeme, 6100 sayılı H.M.K.’nun 2. maddesi uyarınca genel görevli asliye hukuk mahkemeleridir.
Somut olayda; davacı Orman Yönetimi vekili, dava dilekçesini açıklamak üzere sunduğu 17.05.2013 tarihli dilekçe ile davalarının kadastro çalışmasına itiraz değil taşınmazın mülkiyetine yönelik olduğunu açıkladığına göre, mahkemece bu talep yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı V.. M.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/12/2014 günü oy birliği ile karar verildi.