Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6758 E. 2014/8885 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6758
KARAR NO : 2014/8885
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2009/389-2013/605

Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden ve giderden reddine karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı vekili 17.11.2009 havale tarihli dava dilekçesi ile; 3573 sayılı Kanun ile tahsis edilen Temmuz 1952 tarih 69 sıra sayılı tapu kaydına dayanarak, B.Köyünde bulunan taşınmazının, orman sayılmaması gerektiği halde, yörede 2002 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman alanı içinde bırakıldığını ileri sürerek, işlemin iptali ile orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1941 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 07.06.2002 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile daha sonra 2008 yılında 4999 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 9. maddesine göre yapılan fennî hataların düzeltilmesi çalışması vardır.
Davacı tarafından, 3573 sayılı Kanun ile tahsis edilip Temmuz 1952 tarih ve 69 sıra sayısı ile tapu siciline tescil edilen taşınmazın, orman kadastro sınırı içinde bırakıldığı iddiasıyla 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içinde orman kadastrosuna itiraz edilmiş, dayanılan tapu kaydı, genel arazi kadastrosu sırasında 180 ada 92, 97 ve 333 sayılı parsellere uygulanmış ise de; bu parsellere ilişkin kadastro tespit tutanakları, kesinleştiyse tapu kayıtları dosya arasına getirtilmemiş, kimin adına ve ne miktarda tescil edildiği araştırılmamış, zeytincilik haritası taşınmazlara uygulanmamış, dava konusu edilen 2/B ve orman parseli hakkında tutanak düzenlenip düzenlenmediği, tapuya tescil edilip edilmediği araştırılmamıştır. Tapu kaydının revizyon gördüğü tutanakların yüzölçümü bilinemediğinden fen bilirkişi tarafından yapılan hesaplama da anlaşılamamaktadır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
Mahkemece, dava dışı 180 ada 92, 97 ve 333 parsel sayılı taşınmazların onaylı kadastro tutanağı ve kesinleşmişse tapu kayıt örnekleri, dava konusu taşınmazların içinde yer aldığı 2/B ve orman parsellerinin varsa kadastro tesbit tutanağı örneği ile onaylı tapu kaydı örneği, komşu parsel tutanak ve varsa dayanakları, yörede yapılan zeytincilik parselasyonuna ait harita, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Ç.. B.. (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ve toprak tevzi haritası ölçeğine, yine kadastro paftası ve zeytincilik haritası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, dayanılan tapu kaydı kapsamı yöntemince belirlenmeli ve kayıt kapsamında kalan yer varsa bu bölüm hakkında davanın kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.