YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6750
KARAR NO : 2014/10140
KARAR TARİHİ : 03.12.2014
MAHKEMESİ : Demirköy (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2011
NUMARASI : 2010/11-2011/25
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ile davalı H.. S.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 21.11.1990 tarihli dava dilekçesi ile sınırları ve yüzölçümleri gösterilen dört adet taşınmazın derenin mecra değiştirmesi sureti ile oluştuğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu bildirerek Hazine adına tescilini talep etmiştir. Yargılama sırasında yörede genel arazi kadastrosu yapılmış ve 268 ada 11, 282 ada 5, 292 ada 2 ve 3 parsel sayılı sırasıyla 40079,42 m², 35086,33 m², 12104,47 m² ve 13669,28 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, asliye hukuk mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle; 308 ada 1 parsel sayılı 9170.30 m² yüzölçümündeki taşınmazda tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle dava dışı Muharrem Güzel adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, tarafından davalılar aleyhine asliye hukuk mahkemesinde açılan tescil davası 268 ada 11, 282 ada 5, 292 ada 2 ve 3 nolu parseller yönünden haklarında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle kadastro mahkemesine aktarılmış çekişmeli 1 nolu parsel tutanağı ise kesinleştirilmiştir. E.. K.., 01.10.2001 tarihli dilekçesi ile dava konusu 282 ada 5 parsel sayılı taşınmazda kendi hissesinin de bulunduğu ve 31.10.1980 tarih 3 sırada kayıtlı tapu kapsamında kaldığını bildirerek davaya müdahil olmuştur. Kadastro mahkemesinde çekişmeli 308 ada 1 nolu parsel dışındaki parsel tutanakları ile dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, çekişmeli 282 ada 5 ve 268 ada 11 nolu parseller yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, taşınmazların davalılar adına tesciline, 292 ada 2 ve 3 nolu parsellere yönelik olarak açılan davanın sübut bulmadığından reddine, 2 nolu parselin Hüseyin Doğan, 3 nolu parselin A. T.. adına tesbit ve tesciline, 308 ada 1 nolu parsele yönelik açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı Hazine temsilcisinin temyizi üzerine 16. Hukuk Dairesinin 20.02.2006 tarih ve 2006/267 E. -1045 K. sayılı kararı ile 292 ada 2 ve 3 numaralı parsellere yönelik olarak onanmış; 268 ada 11, 282 ada 5 ve 308 ada 1 numaralı parsellere yönelik olarak “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388. maddesinde mahkeme kararının neleri ihtiva edeceği etraflı bir şekilde düzenlenmiştir. Anılan kanunun 388/2. maddesine göre tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi zorunludur. Bu zorunluluğa rağmen harcını yatırmak sureti ile davaya katılma isteğinde bulunan E.. K..’nın karar başlığında gösterilmemesi ve kararın kendisine tebliğ edilmemesi yasaya açıkça aykırı bulunmaktadır. Mahkemece 308 ada 1 sayılı parselle ilgili davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş ise de; bu değerlendirme dosya kapsamın uygun bulunmamaktadır. Söz konusu parsel hakkında kadastro tespitinden önce Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış bir davanın varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taşınmazın öncesi davalı olduğuna göre tutanağın malik hanesinin açık bırakılması yasa gereğidir. Yasa’nın amir hükmüne rağmen tutanağın malik hanesinin doldurulması hiçbir hukukî sonuç doğurmaz. Bu durumda, tespit tutanağında malik olarak ismi yazılı kişi davalı kabul edilerek adına duruşma günü bildirir davetiye çıkarılıp taraflardan delilleri istenilip gerekli
değerlendirmenin yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece malik hanesi boş bırakılması gerekirken doldurulan tutanağa değer verilip kadastrodan önce açılan dava gözardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
Mahkemece 282 ada 5 ve 268 ada 11 numaralı parsellerin sulh hukuk mahkemesinin 990/32 E.- 991/25 K., asliye hukuk mahkemesinin 996/32 E. – 997 K karar sayılı dosyaları ile davaya konu edildiği ve Hazinenin bu parsellerle ilgili taleplerinin reddedildiği kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş isede; bu parsellerle ilgili olarak yapılan araştırma, inceleme ve uygulama yeterli bulunmamaktadır. Genel Hukuk Mahkemesinden devredilen dosyalarda yapılması gereken en önemli iş dava dilekçesinin mahalline uygulanıp kapsamının belirlenmesi, bir diğer ifade ile davaya konu parselin veya parsellerin hangilerinin olduğunun tespiti işlemidir. Mahkemece bu işlemin yapılmaması isabetsiz olduğu gibi taraflar yönünden kesin hüküm olduğu kabul edilen mahkeme kararları ile bu kararların eki olan krokilerin mahalline yeterli şekilde uygulanıp kapsamlarının belirlenmemesi, kesin hüküm kabul edilen davadaki arazi miktarı ile şimdiki miktar arasındaki farklılığın nereden ileri geldiğinin araştırılmaması ve bu fazlalık üzerinde zilyetleri yararına mülk edinme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin usulüne uygun olarak saptanmadan hüküm kurulması doğru olmadığı” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra Davacı Hazine ile müdahil davacı E.. K..’nın davasının reddine 268 ada 11 ve 282 ada 5 sayılı parsellerin 1/2’şer hisseli olarak İ.. S.. ve H.. S.. adına, 308 ada 1 sayılı parselin 24/56 hissesinin Şahin Ulusoy, 8/56 hissesinin D. G.., 3/56’şer hissesinin A.G.. M. G.., C. G.., E. G.., B. G.., R. G.., D. G.. ve H. G..adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Hazine vekili tarafından çekişmeli 308 ada 1, 282 ada 5, 268 ada 11 parsellere ve müdahil E.. K.. tarafından 282 ada 5 numaralı parsele yönelik olarak temyiz edilmekle bu kez Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 23/02/2009 tarih ve 2009/1962 E. – 3044 K. sayılı kararı ile 308 ada 1 sayılı parsele yönelik hüküm onanmış,Hazinenin 282 ada 5 parsele yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, müdahil E.. K..’nın 282 ada 5 parsele yönelik temyiz itirazları ile, davacı Hazinenin 268 ada 11 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm bu parsellere ilişkin olarak bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle;”…Müdahil davacı E.. K..’nın 282 ada 5 numaralı parsele yönelik olarak temyiz itirazları bakımından; çekişmeli 282 ada 5 numaralı parselin dayanağı olan, davalılarında dayandığı 25.02.1998 tarih 9 numaralı tapu kaydı Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.05.1997 tarih 1996/32-54 sayılı ilamı sonucunda oluşmuş olup bu davada E.. K.. taraf sıfatı almamıştır; katılımı olmaksızın oluşan tapu kaydı E.. K..’yı bağlamaz. Müdahil davacı 31.10. 1980 tarih 3 numaralı tapı kaydına dayanmaktadır ve bu kayıt 2510 Sayılı Yasa hükümleri gereğince oluşmuş olduğundan tapu kaydının dayanak belge ve krokilerinin bulunması gerekmektedir. Mahkemece öncelikle tapu kaydının dayanağı olan bu belge ve krokiler getirtilerek tapu kaydı ve ekleri yöntemince mahalli bilirkişiler eliyle yerine uygulanarak davaya konu taşınmazın kapsam içinde kalıp kalmadığı saptanması ve tapu kayıt maliki ile tapu kaydına dayanan müdahil davacı arasındaki irsi ilişkisinin sağlıklı biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece bu şekilde yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda müdahil davacı E.. K..’nın dayandığı 31.10.1980 tarih 3 sırada kayıtlı tapu kaydının çekişmeli 282 ada 5 numaralı parseli kısmen veya tamamen kapsadığı tespit edildiği taktirde davalıların dayandığı ve tespite dayanak olan 25.02.1998 tarih 9 numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu mahkemenin kabulünde olduğundan uyuşmazlık, aynı yeri kapsayan iki aynı tapu kaydından hangisine değer verilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır. Kural olarak; çifte kayıt halinde geçerli olmayan tapu kaydına dayanılarak iktisapta bulunan üçüncü kişi iyiniyet iddiasında bulunamaz ve Medenî Kanunun 931. maddesinin koyduğu iyiniyet ilkesinden yararlanamaz. Doğru esasa dayanmayan bir kayıttan hak iktisap eden davalıların zilyetliği mülkiyet bahşetmez. Bu nedenle de; Kadastro Yasasının 13/B/c maddesinın somut olayda uygulama yeri bulunmadığından davalıların zilyetliğine değer verilemez olanağı yoktur. Hal böyle olunca, sahih esasa dayanan eski tarihli tapu kaydına değer verilmesi gerekmektedir. Müdahil davacının dayandığı tapu kaydı 7000 m² yüzölçümlü olup doğuda çatak okumaktadır ve sabit sınırla kabul edilemez, zaten müdahil davacı 282 ada 5 sayılıı parsel içinde kendisinin de hissesi olduğu iddiası ile dava açmıştır. Bu nedenle; müdahil davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu anlaşıldığı taktirde tapu kayıt miktarı olan 7000 m²’lik kısmın bu parselden ifrazı ile müdahil davacı adına tesciline kalan kısmın tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir.
Hazinenin çekişmeli 268 ada 11 numaralı parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davalılar asliye hukuk mahkemesinin 1990/32 E. – 1991/25 K. sayılı dava dosyasına dayanmaktadır. Bu dava dosyası ile Hazine, Hikmet ve İ.. S.. aleyhine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu iddiası dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm onanarak kesinleşmiştir. Bu dava dosyası içinde bulunan çekişmeli taşınmaza ait krokiden mahkemece 17750 m²’lik taşınmaza yönelik olarak davanın reddine karar verildiği, H. A.. taşınmazının 5 numaralı parsel olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme hükmü 17750 m² yüzölçümündeki taşınmaza ilişkin olduğundan 17750 m² yönünden davacı Hazine için kesin hüküm teşkil eder. Oysa; çekişmeli 268 ada 11 numaralı parsel 40079,42 m² yüzölçümü ile tespit görmüştür. Komşu 5 numaralı parselin hükmen orman olduğu anlaşıldığından mahkemece 17750 m²’lik kısım yönünden davanın kabulü ile bu kısmın 1/2’şer hisseli olarak İ.. S.. ve H.. S.. adına kalan kısmın 1990 tarihinden sonra sınırda bulunan ormandan açıldığının kabulü ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir.Davacı Hazine ve davalılar H.. S.. ve İ.. S.. tarafından kararın düzeltilmesi istenmekle,dairenin 04/03/2010 gün 2010/2128-2781 sayılı kararı ile karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davacı Hazinenin davasının reddi, müdahil davacı E.. K..’nın davasının kabulü ile; .. ili, … İlçesi, H… Mahallesi … Yolu Müteahid Eğrekleri mevkiinde kain 282 ada 5 parsel sayılı 35086.33 m² yüzölçümlü taşınmazın kadastro fen bilirkişisinin raporuna ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 7000,00 m²”lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile, başka bir parsel numarası ile müdahil davacının murisi tapu kayıt maliki Halil Koca mirasçıları adına Demirköy Sulh Hukuk Mahkemesinin 05.05.1997 tarih, 1997/42 Esas ve 1997/48 Karar sayılı veraset ilamındaki miras payları oranında tespit ve tesciline, taşınmazın geri kalan 28086,33 m²’lik kısmının 1/2’şer pay oranında davalılar İsmet ve H.. S.. adlarına tespit gibi tesciline,
Davacı Hazinenin davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; K.. İli, … İlçesi, …Mahallesi, … Sırtı Mevkiinde kain 268 ada 11 parsel sayılı 40079,42 m² yüzölçümlü taşınmazın dosyamız içerisindeki Demirköy Sulh Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 1990/32 E. – 1991/25 K. sayılı dosyası içeriğindeki kadastro fen bilirkişisinin raporuna ekli krokisinde gösterilen 17700,00 m²’lik kısmı dışında kalan 22379,42 m²’lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile, orman vasfıyla başka bir parsel numarası ile davacı Hazine adına tespit ve tesciline, taşınmazın dosyamız içerisindeki Demirköy Sulh Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 1990/32 Esas ve 1991/25 Karar sayılı dosyası içeriğindeki kadastro fen bilirkişisinin raporuna ekli krokisinde gösterilen 17700,00 m²’lik kısmının 1/2’şer pay oranında davalılar İsmet ve H.. S.. adlarına tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ile davalı H.. S.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, arazi kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında seri bazında yapılıp 23.02.1967 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Hükmüne uyulan bozma kararında, “…müdahil davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu anlaşıldığı taktirde tapu kayıt miktarı olan 7000 m2’lik kısmın bu parselden ifrazı ile müdahil davacı adına tesciline…” karar verilmesi gereğine değinilmiş ise de, mahkemece yapılan tapu uygulaması sonucunda 10/05/2011 tarihli fen bilirkişi raporunda tapu kaydının uyduğu belirtilen ve (A) harfi ile gösterilen alan incelendiğinde; tapu kaydında batı ve güney hududu yönünde Urgaz Yolu okumakta yalnız krokide batı hududunda Urgaz Yoli bulunmasına rağmen, güney hududunda arada 5 sayılı parselin bir kısmı bulunduğundan bitişik sınır değildir. Yine, çekişmeli taşınmazın kuzey hududu Murat kızı Zühre okuduğu ve kuzey hududunda 282 ada 4 parselin malikleri başka kişilerdir. Kaldı ki, komşu 282 ada 4 sayılı parselin dayanak tapu kaydı dava konusu taşınmazın bulunduğu güney hududunu orman olarak okumaktadır. Bozma öncesi hazırlanan fen bilirkişi raporunda aynı tapu kaydı uygulanmış 282 ada 4 ve 6 sayılı parseller arasında yatay biçimde gösterilmiş taşınmazın konumu şimdiki raporda gösterilen yer ile farklılık arz etmektedir.Buna göre dayanak kaydın uygulanmasının yeterli olduğunun kabulü mümkün değildir.
Bundan ayrı; hükmüne uyulan bozma kararında; “… 268 ada 11 sayılı parsel 40079,42 m² yüzölçümü ile tespit görmüştür. Komşu 5 sayılı parselin hükmen orman olduğu anlaşıldığından, mahkemece 17700 m²’lik kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan keşifte bu kısımla ilgili inceleme yapılmaksızın Demirköy Sulh Hukuk Mahkmesinin 1990/32 E -1991/25 K sayılı tescil dosyasındaki fen bilirkişi raporundaki krokiye atıf yaparak dava konusu 268 ada 11 sayılı parselin 17700 m²’lik kısmının davalılar İsmet ve H.. S.. adlarına tesciline karar vermiştir. Tescil kararı sonucu oluşan 17700 m²’lik kısmın 268 ada 11 sayılı parsel içinde hangi alana isabet ettiğinin tesbiti yönünde dairece yapılan geri çevirme sonrasında alınan 24/07/2014 tarihli fen bilirkişi ek raporunda tescil krokisinin 268 ada 11 sayılı parsele uygulandığında (A) harfi ile gösterilen 16618,27 m²’lik kısmının 11 sayılı parsel içinde kaldığı, (C) harfi ile gösterilen 1081,73 m2’lik kısmının ise dava dışı 268 ada 12 parsel içinde kaldığını, ancak Demirköy Sulh Hukuk Mahkemesinin 1990/32 E. -1991/25 K sayılı dosyasında yaptığı incelemede 268 ada 11 sayılı parsele uyguladığı 17700 m²’lik krokinin ve 16/10/1962 tarih ve 10 nolu tapu kaydı ile bu kaydın gitti kayıtları olan 14/08/1990 tarih 7 numaralı, 15/11/1995 tarih 9 numaralı, 27/09/1996 tarih tapu kayıtlarının komşu 268 ada 9 sayılı parselin tesbitine esas alındığını bu nedenle, söz konusu 17700 m²’lik krokinin esasında 268 ada 9 parsele ait olabileceğini belirtmiştir. Raporlar bu haliyle tescil davası sonucu oluşan ve tescil krokisi de bulunan 17700 m’lik taşınmazın nereye isabet ettiği hususunda çelişkili ve yeterli değildir.
Bu nedenle, mahkemece iki fen (harita kadastro mühendisi) bilirkişi, yerel bilirkişi ve tanıklar marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, müdahil davacının dayandığı 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince sabit sınırdan başlanmak suretiyle, komşu parsel kayıtları da dikkate alınarak 7000 m’lik kayıt miktarı kısım belirlenmeli davaya konu taşınmazın kapsam içinde kalıp kalmadığı saptanmalı ve tapu kayıt maliki ile tapu kaydına dayanan müdahil davacı arasındaki irsi ilişkisinin sağlıklı biçimde belirlenmeli, mahkemece bu şekilde yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda müdahil davacı E.. K..’nın dayandığı 31.10.1980 tarih 3 sırada kayıtlı tapu kaydının çekişmeli 282 ada 5 sayılı parseli kısmen veya tamamen kapsadığı tespit edildiği taktirde bozma kararında belirtildiği üzere tapu kayıt miktarı olan 7000 m²’lik kısmın bu parselden ifrazı ile müdahil davacı adına tesciline kalan kısmın tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir.
Yine, Demirköy Sulh Hukuk Mahkemesinin 1990/32 E. – 1991/25 K sayılı tescil kararı sonucu oluşan 17700 m²’lik taşınmazın tescil krokisi dava konusu 268 ada 11 sayılı parsele uygulanmak suretiyle kapsadığı alan net olarak belirlenip infaza elverişli kroki düzenlenmeli, bozma kararında belirtildiği üzere 17700 m²’lik kısım yönünden davanın kabulü ile bu kısmın 1/2’şer hisseli olarak İ.. S.. ve H.. S.. adına kalan kısmın 1990 tarihinden sonra sınırda bulunan ormandan açıldığının kabulü ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazine ve davalı H.. S..’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/12/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.